Peygamber Efendimiz, Mekke’de İslam’ı anlatırken büyük zorluklarla karşılaşmıştır. Müşrikler O’nun hakkında çirkin ithamlarda bulunmuşlardır. Rasûlullah (s.a.s.)’i gördüklerinde, “İşte gökten kendisine haber geldiğini iddia eden…” diyerek eğlenmişlerdir. Bunun yanında Kabe’nin yanında namaz kılarken sırtına işkembe sırtına deve işkembesi koymuşlardır. Bunun yanında yollarına dikenler koymuşlar, Müslümanlara boykot uygulamışlar ve bu şekilde tebliğine engel olmaya çalışmışlar.
Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) kendisine görev verildikten sonra İslam dininin yaygınlaştırılmasında bir çok zorlukla karşı karşıya kalmıştır. Allah Resulü (s.a.v)'e peygamberlik hayatı boyunca zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. İslamiyet’i kabul etmeyen müşrikler, putperestler Resul-i Ekrem Efendimiz'i (s.a.v) kötülemişlerdir. Öldürmek isteyenler bile olmuştur. Yaptıklarından dolayı alay edilmiş, kıldığı namaza saygısızlık yapıp hatta Mekke’de namaz kılarken sırtına hayvan işkembesi konulmuş, Taif’te taşlanmıştır. Amcasının karısı yürüdüğü yollara diken koyarak hayatını alt üst etmişlerdir. Ölüm tehdidi olduğu gibi yaşamın her alanında zorluklar yaşamalarına sebep olmuştur. Dikkate almadıkları gibi büyücü olduklarını söylemişlerdir. Çevresinde inanan kişilere de aynı şekilde karşılık vermişlerdir. Ancak Allah Resulü (s.a.v) yine de davetinden vazgeçmemiştir.
Resul-i Ekrem Efendimizin (s.a.v) çektiği zorlukları anlatan sureler:" Öyleyse se, onların dediklerine karşılık sabret ve Rabbini güneşin doğuşundan önce ve batışından önce hand ile tesbih et". (Kaf Suresi, 39) "Onların sözleri seni üzmesin. Şüphesiz ”izzet ve gücün” tümü Allah’ındır. O, işitendir, bilendir". (Yunus Suresi, 65)