Bunun için bir çok şeyi feda edebilirdim Çünkü O, Allah’ın son peygamberi , Rahmet peygamberi O bütün insanlığa gönderilen son uyarıcı. O’nun yaşadığı çağda yaşamak O’nun sohbetinde bulunmak isterdim.
Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), 610 yılının Ramazan ayında, Allah (c.c.) tarafından insanları hak dine davet etmekle görevlendirildi. Hira Mağarası’nda, Alak suresinin ilk beş ayetinin indirilmesiyle başlayan vahiy süreci, Allah Resulü’nün (s.a.v.) 632 yılında vefatına kadar devam etti. Hz. Muhammed (s.a.v.), yirmi üç yıllık peygamberlik hayatı boyunca insanları tevhit inancına davet etti. Müşriklerin kınamalarına, hakaretlerine, alaylı sözlerine, iftiralarına, baskı ve eziyetlerine aldırmadan hak bildiği yolda mücadelesini sürdürdü. Allah Resulü (s.a.v.), tek başına çıktığı bu kutlu yolculuğunda, tevhit mücadelesinde binlerce yol arkadaşı edindi. Aile fertleri, dostları ve en yakınlarının iman etmesiyle başlayan İslam dininin yayılma sürecinde, Müslüman olanların sayısı günden güne arttı. Zaman içinde Peygamberimizin (s.a.v.) etrafından ayrılmayan, onun her dediğini emir kabul eden, Resulullah (s.a.v.) için hiç tereddüt etmeden canını bile feda etmeye hazır olan bir İslam ümmeti, sahabe topluluğu meydana geldi.