Hadis-i şeriflerde kişideki iman ve teslimiyetin mükemmelliği ahlâkının mükemmel olmasıyla değerlendirilmiştir. Kişi ahlâkî kurallara ne kadar uyarsa imanı o kadar kuvvetli, ne kadar ahlâkî zafiyeti varsa o kadar iman zafiyeti var demektir.
Bir sahabî Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimize:
- İslâm nedir diye sorar. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: "Güzel söz söylemek, yemek yedirmek ve insanlara ikramda bulunmaktır." cevabını verir. Sahabî:
- İman nedir diye sorar. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: "Sabırlı ve hoşgörülü olmaktır." cevabını verir. Sahabî:
- Hangi Müslüman daha faziletlidir diye sorar. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz:
"Elinden ve dilinden Müslümanların zarar görmediği kimse." (Buhârî, İman:5) cevabını verir. Sahabî:
- İmanın gerektirdiği hangi davranış daha faziletlidir, diye sorar. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: "Güzel ahlâktır." diye cevap verir. (Ahmed, 4/385)
Abdullah b. Amr b. As (r.a.)‘den rivayete göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimizin Müslümanı: "İyi Müslüman, dilinden ve elinden Müslümanların emin olduğu, zarar görmediği kişidir. Asıl muhacir de Allah‘ın yasak ettiği şeyleri terk eden kimsedir" (Buhari, İman: 4-5, Rikak: 26, Müslim, İman: 64-65, Ayrıca Bk. Ebû Davud, Cihad: 2, Tirmizi: Kıyamet: 52, İman- 12, Nesai, İman: 8-9-11) şeklinde tanımlaması din ile ahlâkın iç içeliğini ifade eder.