Yüce kitabımız Kur’an’da namaz, oruç, zekât, hac gibi ibadetler emredilmiştir. Ancak bunların nasıl yapılacağı anlaşılır şekilde açıklanmamıştır. İşte bu gibi konularda bizlere rehberlik eden, ibadetlerin nasıl yapılacağını öğreten, Kur’an ayetlerini açıklayan kişi de Hz. Peygamberdir. Nitekim Peygamberimiz bu konuyla ilgili bir hadisinde, “Ben namazı nasıl kılıyorsam siz de öyle kılın.” buyurmuştur. İbrahim suresinde yer alan bir ayette ise “(Allah’ın emirlerini) onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik…”( İbrahim suresi, 4. ayet.) denmiştir. Böylece Hz. Peygamberin Kur’an’da yer alan emirleri açıklama görevi olduğuna dikkat çekilmiştir.
Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'de, “Namazlara ve orta namaza devam edin. Allah'a gönülden boyun eğerek namaza durun.”1 buyrulmuştur. Sahabiler “orta namaz” ifadesiyle hangi namazın kastedildiğini merak edip Peygamberimiz'e (s.a.v.) sormuşlardır. Peygamberimiz (s.a.v.) de onlara, “Orta namaz, ikindi namazıdır...” (Tirmizî, Tefsir, 3.) buyurarak açıklama yapmıştır. Bütün bunlar, Sevgili Peygamberimizin (s.a.v.) vahyi açıklayıcı olduğunu gösteren örneklerdir. O hâlde bizler de Peygamberimizi (s.a.v.) kendimize örnek alalım. Vahyi, onun yaptığı açıklamalar doğrultusunda anlayıp yaşamaya önem verelim. Yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'in de bizlere bunu öğütlediğini (Haşr suresi, 7. ayet.) bilelim.
Hac ibadetinin, sağlığı ve maddi durumu yerinde olan Müslümanlara ömürde bir kez farz olduğunu Peygamberimiz (s.a.v.) açıklamıştır. Bununla ilgili sahabilerle Peygamberimiz (s.a.v.) arasında şöyle bir konuşma geçmiştir: Bir gün Resûlullah (s.a.v.), “Ey insanlar! Hac size farz kılındı.” buyurmuştur. Bunun üzerine sahabilerden Akra bin Habis (r.a.), “Ey Allah'ın Elçisi, hac bize her yıl mı farzdır?” diye sormuştur. Resûlullah (s.a.v.) da bu sahabiye ve kendisini dinleyenlere şöyle cevap vermiştir: “Hayır bir defa farzdır. Kim daha fazla yapacak olursa nafiledir.” Tirmizî, Hac, 5.