Rasûlullah (s.a.v.) Efendimiz buyurur:
“Yapacağı fenâlıklardan komşusu emniyet içinde olmayan kimse cennete giremez.” (Müslim, Îmân, 73)
Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem- komşu hakkına îtinâ gösterilmesini arzu ederlerdi.
Hadîs-i şerîfte:
“Cebrâil bana komşuya iyilik etmeyi o kadar çok tavsiye etti ki neredeyse komşuyu komşuya mirasçı kılacak zannettim.” buyurmuşlardır. (Buhârî, Edeb, 28; Müslim, Birr, 140-141)
Diğer bir hadîs-i şerîflerinde de:
“Kâfir olan komşunun bir hakkı vardır. Müslüman komşunun iki hakkı vardır. Müslüman ve akrabâ olan komşunun üç hakkı vardır.” buyurdular. (Süyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr, Mısır 1321, I, 146.)
Komşunun penceresine bakmak, yemek kokusu ile ona eziyet etmek, onun hoşlanmayacağı bir davranışta bulunmak, komşu haklarını ihlâl etmektir.
Fahr-i Kâinât -sallâllâhu aleyhi ve sellem-:
“…Allâh Teâlâ’ya göre komşuların hayırlısı, komşusuna faydalı olandır.” (Tirmizî, Birr, 28)
“Komşusu açken tok yatan kimse mü’min değildir.” buyururlardı. (Hâkim, II, 15/2166a)
Ebû Zer Gıfârî Hazretleri: “Bana Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, yemek pişireceğim zaman suyunu fazla koymamı, ondan komşuma infâk etmemi emir buyurdular...” demiştir. (İbn-i Mâce, Et’ıme, 58)