Ödev cevabı kısaca,
Peygamber efendimiz Hz Fatıma hariç bütün çocuklarının ölümünü görmüş buna rağmen sabretmiştir. Ayrıca yetim doğmuş, öksüz büyümüştür. Peygamberimiz namaz kılarken müşrikler peygamberimizin üzerine deve işkembesi koymuştur. Buna rağmen İslam’a davetten çekinmemiştir. Savaşta amcasını öldürmesine rağmen, amcasını öldüren vahşiye bir şey yapmamış, sabretmiştir.
Az konuşup çok düşünen bir şahsiyet olan Hz. Muhammed (s.a.s.), biriyle karşılaştığında önce kendisi selam verirdi. Biri ona seslendiği zaman kafasını çevirmekle yetinmez, tüm gövdesiyle kendisine seslenen kişiye dönerdi. Hayatı boyunca bir kez bile yalan söylemeyen peygamberimiz, yalancı kişilerden hoşlanmazdı. Az uyur ve az yerdi. Sofradan daima aç kalkar ve sık sık şükrederdi. Peygamberimizin bu davranışlarını örnek aldığımız takdirde çok daha iyi bir Müslüman ve hayırlı bir kul olabiliriz.
Mekke’nin fethinde yanına gelen ve korkusundan titreyen bir bedeviye karşı: “Korkma, ben de güneşte kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum.” diyecek kadar alçak gönüllüydü.
Ebû Hureyre (ra) anlatıyor: “Bir savaşta, kâfirlerin yok olmaları için bedduâ buyurmasını söyledik.” Buyurdu ki: “Ben lânet etmek için, insanların azap çekmesi için gönderilmedim. Ben rahmet için gönderildim.”
Peygamberimizin rahmet ve merhamet peygamberi olması Kur’ân’da meâlen şöyle zikredilmiştir:
“Biz seni, ancak âlemlere rahmet (iyilik) için gönderdik.” (Enbiya, 107)