Pençik, Osmanlı Devleti’nde 1363’ten sonra uygulanmaya başlanmış, savaşlarda elde edilen esirlerin beşte birinin asker olarak istihdam edilmesini ifade eden terimdir. Savaş Esirlerinden Oluşturulan Orduya verilen addır.
Edirne’nin fethinden sonra Rumeli’deki diğer fetihlerle savaş esirlerinin sayısında büyük bir artış oldu.
Bu esirlerden yararlanmak için Kazasker Çandarlı Kara Halil’in çalışmaları ile Pencik sistemi uygulanmaya başlandı.
Sözlük manasıyla beşte bir demek olan “Pençik” harplerde ele geçirilen esirlerden, askerlikte kullanılmak üzere beşte birinin alınması demektir. İslâm hukukunun ganimetlerle ilgili vaz’ etmiş olduğu prensiplerinden doğmuş olan “Pençik”, Osmanlı Devleti’nin ilk kuruluş yıllarında uygulanmıyordu. Harpler sonunda ele geçen diğer ganimetler gibi esirler de gazilere taksim ediliyordu. Gaziler, hisselerine düşen esirleri, İslâm hukuku gereğince istedikleri şekilde istihdam edebiliyor, istihdam yeri olmayan da onları satabiliyordu.
Osmanlılarda Acemi Oğlanı iki şekilde alınırdı. Bunlardan biri savaşlarda elde edilen erkek esirlerin beşte birinden (Pençik), diğeri de Osmanlı vatandaşı olan Hristiyan çocuklardandı. Savaşlarda elde edilen esirlerin asker olarak alınmasıyla ilgili “Pençik Kanunu” tertip edilmişti. Buna göre alınan esir oğlanlara “Pençik Oğlanı” adı verilmişti. Elde edilen bu esirler, “Pençikçi” denilen memur tarafından tespit edilir, bunlardan on ila on yedi yaşları arasında olan erkek esirlerden vücutça kusursuz ve sağlam olanlar devletçe üç yüz akçe karşılığı, satın alınırdı. Böylece Acemi ocağına ilk efrad, Pençik kanunu ile toplanmıştır. Bu sistemin gelişmesinde büyük ölçüde rolü bulunan Kara Rüstem de Gelibolu’da Pençik vergisini (Resmi Pençik) toplamakla görevlendirilmişti.