Doç. Dr. Sibel Sönmez, çocukların seçtiği materyallerle aslında kendisini anlattığını belirtti. Tercih ettiği oyuncağa göre aile ve eğitimcilerin çocuğu anlayabileceğine işaret eden Sönmez, “Oyuncaklar çocuğu tanımamızda yol gösterici. Çocuk, dil becerisini geliştirici oyuncaklar seçiyorsa sözel alanda, kille şekiller yapıyorsa tasarlamada daha iyi olduğunu görüyoruz” dedi. Sönmez, kuklalarla oynayan ya da birtakım sanat gösterileri hazırlamak isteyen çocukların da sözel becerilerinin geliştirilebileceğine dikkati çekerek çocukları anlama kılavuzunu açıkladı:
Sözel alanda başarılı olacaksa kendini ifade edebileceği meslekleri ön plana alıyoruz. Hikayeler oluşturuyorsa daha iyi yazabileceğini, yazarlığa daha yatkın olduğunu görüyoruz.
Yapı inşa oyuncakları, ev aletleri kullanan çocukların mimarlığa, mühendisliğe ilgisinin olabileceğini düşünüyoruz.
Konuşma yetisi ön plana çıkıyor ve liderlik özellikleri gösteriyorsa öğretmen, yaptığı bir işi çok iyi anlatabiliyorsa girişimci olabileceğini, özel sektörde başarı gösterebileceğini tahmin ediyoruz.
Geleceğin doktorları “duygularını kontrol edebilen” çocuklardan oluşacak. Tıp alanı tercihi, ilerleyen yaşlarda ve edinilen bilgiler ışığında netleşiyor. Çocuklar, doktorlarından, öğrendiklerinden etkilenerek doktor olmayı isteyebiliyor.
Eline oyuncak mikrofon alan ya da bir materyali mikrofon olarak kullanan çocuklar ‘Televizyoncu olacağım’ diyor. Seslendirme, çizgi film gibi aktivitelere de ilgi duyabiliyorlar.
Top, araba ve bebek gibi oyuncakları meslek tahmininde ipucu olarak değerlendirmiyoruz.
İlgi çekici bir diğer oyuncak türü lego... Çocuğun ortaya çıkardığı tasarıma göre yetenekleri anlaşılabilir.
KUZUYU KEÇİYİ AYIRT EDEMEYEN ÇOCUKLAR VAR
Sesli, hareketli, hayvan formundaki oyuncakların avantaj ve dezavantajlarının bulunduğuna işaret eden Sönmez, şu uyarılarda bulunuyor:
Günümüz çocukları daha çok apartmanlarda yaşıyor, kuzuyu keçiyi ayırt edemeyen çocuklar var. Hayvanları tanıması açısından yeni nesil olarak adlandırdığımız oyuncakların kullanılması mümkün. Dikkat edilmesi gereken konu bu oyuncakların çocuğun gerçeklik algısını bozmaması.
Pelüş oyuncaklardaki alerjik reaksiyon, balonlardaki gaz riskine dikkat edilmeli.
Tuvalet kağıdı rulosu büyüklüğündeki bir alandan geçebilen her oyuncak parçası çocuğun boğazına kaçabilir, 30 santimden uzun ipler de boğulma riski yaratabilir.