Ödev cevabı kısaca,
Mezhep anlaşmazlıkları: Osmanlı-Safevi savaşları genellikle Sünni-Şii mücadelesi olarak bilinmektedir. İki devletin de sınırlarını koruma ve yayılmacı bir politika izleme isteğinden dolayı da mücadeleler artmıştır.
- Safevi Devleti‘nin kuruluşundan itibaren Osmanlı şehzadelerini kışkırtması,
- İpek Yolu üzerinde denetim kurması,
- Osmanlı Devleti aleyhine ittifaklara girmesi ve Şiilik propagandası yapması
- Şah İsmail’in kurup kısa bir zamanda güçlü hale getirdiği Safevî Devleti, 1510’dan sonra açıkça Osmanlı Devleti’ni içten tehdit etmeye başlamıştır.
Osmanlı-Safevi savaşları genellikle Sünni-Şii mücadelesi olarak değerlendirilir. Ancak durum tam olarak böyle değildir. Osmanlı-Safevi mücadelesi, en genel anlamıyla, Doğu ile Batı’nın binlerce yıldan beri süregelen Anadolu üzerinde hakim olma mücadelesidir. Şah İsmail liderliğinde 1501’de kurulan Safevi Devleti, Anadolu Türkleri tarafından İran’da kurulmuş bir Türk devletidir. Safevi Devleti’nin asıl kurucuları Antalya, Maraş, Amasya, Sivas ve Tokat gibi Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden, Erdebil şeyhlerinin daveti üzerine İran’a gidip, bölgedeki Akkoyunlu hakimiyetini yıkan Anadolu Türkleri’dir.
Anadolu’dan gelen Ustacalu, Rumlu, Tekelü, Dulkadir, Türkmen, Varsak gibi aşiretler siyasi ve askeri açıdan İran’ın kaderini belirledi. Şah Abbas’a kadar Safevi ordusu neredeyse bütünüyle bu aşiretlere mensup birliklerden oluşmaktaydı. İran’ın yerli unsurları sadece devletin mali ve mülki idaresinde söz sahibiydiler. Anadolu’da yaşayan Safevi taraftarı Türkmenler’in tamamı değil, yalnızca bir kısmı İran’a gitmişti. Şah İsmail ve daha sonraki şahlar, gerek yeni insan gücü kazanmak ve batıya doğru genişlemek, gerekse rakiplerini, yani Osmanlılar’ı zayıflatmak için Anadolu ile ilgilenmeye devam ettiler.
Safevi devleti Sünni Osmanlı topraklarındaki aşiretleri kendine çekmek ve Osmanlıyı zayıflatmak adına Doğu Anadolu’da Aleviliğin yayılmasına destek olacak Osmanlı ise Safevi tarikatını ve Safevi ordusunu temsil ettiği için Kızılbaş kelimesini bir aşağılama unsuru olarak kullanmaya başlayıp Alevi Türkmenler üstündeki baskısını arttıracaktır.
Safevi Devleti Şah İsmail’le birlikte Osmanlı’nın Alevi inancından dolayı baskı altında tuttuğu Türkmenlere büyük önem verir. Devlet kademesinde Türkmenlerin önemli görevlere getirilmesi Anadolu’da ki göçmen Türkmenlerin Safevilere katılmasına, yerleşik olanların da sık sık Safevilere bağlanmak için ayaklanma çıkarıp Osmanlıya sorun olmasına sebep olur.