Kısaca yazarsak;
Merkantilist anlayış, rekabeti, ihracatı ve devletin ekonomik olarak güçlü olmasını ön planda tutuyordu. Osmanlı Devleti ise halkın ihtiyaçlarını esas aldığı için ithalatı özendiriyordu. Rekabet yerine işbirliği yapıyordu. Bu yüzden Merkantalist ekonomik anlayış Osmanlı Devletinde görülmemiştir.
Detaylı yazarsak;
Osmanlı Devleti’nin ekonomi anlayışı, Merkantilist anlayıştan farklıydı. Çünkü Osmanlı’nın ekonomi anlayışında insanların ihtiyaçlarının karşılanması esas alınıyordu. Osmanlı’daki anlayışa göre üretim yapanlar önce kendi ihtiyaçlarını karşılamalı, daha sonra toplumun ihtiyaçlarına cevap vermeliydi. Osmanlı Devleti’nde piyasada bol, ucuz ve kaliteli mal bulundurulmasına dikkat ediliyor ve ticarette halkın refahı gözetiliyordu.
Osmanlı, ticareti bir amaç olarak değil araç olarak kullanıyor, ithalat çoğu zaman özendiriliyordu. Merkantilizmde ise tam tersi bir anlayışla ithalat kısıtlanıp ihracat destekleniyordu. Osmanlı ekonomik anlayışı Avrupa’nın Merkantilist yaklaşımındaki zenginleşme, ihracat ve ithalat politikalarına da uymuyordu. Çünkü Osmanlı, rekabetten ziyade işbirliğini önemsiyordu.
Merkantilist ekonomik anlayış, gümrük duvarları sayesinde ihracatın arttırılması ve ithalatın azaltılması yoluyla yerli ürünlerin satışının gerçekleştirilmesi ve yerli üretim alanlarının geliştirilmesi anlamına gelmektedir. Osmanlı Devleti döneminde de bu merkantilist ekonomik anlayış 16. yüzyıldan itibaren görülmeye başlanmıştır.
Merkantilist ekonomik anlayışın Osmanlı Devleti’nde görülmesi ve etkili olması iç talebin karşılanması içindir. Arzın oluşmasında üretimin öne çıkması iç talebin karşılanmasında ithalat ve ihracat dengesinin oluşması için ekonomik yatırımlar ve çalışmalar yapılmıştır. Temel ihtiyaçların rutin bir şekilde karşılanması ve iç ekonomik dengenin oluşması adına 16 yüzyıl Osmanlı Devleti’nde bir dönüm noktası olarak bilinmektedir.