Bence sanatçı yani şair özgürdür. Onu kurallara kalıplara hapsetmek doğru değildir. Bu doğrultuda Garipçilerin öne sürdükleri kimi fikirleri destekliyorum. Çünkü özgürlük ancak sonsuz bir bağımsızlık ile mümkündür.
Garip hareketi yazarları şiirde her türlü kurala ve önceden belirlenmiş kalıplara karşı çıkıp kuralsızlığı kural edindiler. Şiirlerde toplumsal yergilere yer verip şiirin ölçü, uyak ve dörtlükle ilgisiz olduğunu, özgür yazılması gerektiğini savundular ve şiirin konularını genişlettiler. Garip hareketi yazarlarına ait eserler toplumcu ve didaktik bir özellik taşımaz. Garipçiler halk şiirinin anlatım ve deneyimlerinden de yararlandılar. O güne kadar "seçkin" bir tür sayılan şiirin her konuda yazılabileceğini savundular. Konuşma dilini şiire dahil ettiler; "nasır" gibi bayağı bir sözcüğün de şiirde kullanılabileceğini gösterdiler. Orhan Veli, Kitabe-i Sengi Mezar adlı şiirinde "nasır" kelimesini kullanacak kadar ileriye gidip serbestçe şiirler yazdı. Orhan Veli bu sebepten ötürü hecenin beş şairinden olan Yusuf Ziya Ortaç tarafından sıkça eleştirilirken Nurullah Ataç tarafından ise desteklendi. Bütün bu aykırı özellikleriyle şiir gibi görünmeyen ve Türk edebiyatı içinde tepki toplayan Garip hareketi zamanla daha anlaşılır oldu.