Orhan Veli Kanık (13 Nisan 1914 – 14 Kasım 1950), daha çok Orhan Veli olarak bilinen Türk şair. Melih Cevdet ve Oktay Rifat ile birlikte yenilikçi Garip akımının kurucusu olan Kanık, Türk şiirindeki eski yapıyı temelinden değiştirmeyi amaçlayarak sokaktaki adamın söyleyişini şiir diline taşıdı. Şair 36 yıllık yaşamına şiirlerinin yanı sıra hikâye, deneme, makale ve çeviri alanında birçok eser sığdırdı.
13 Nisan 1914 yılında İstanbul’da dünyaya gelen ve tam bir İstanbul aşığı olan Kanık, orta halli bir ailenin okumaya çok hevesli çocuğu olarak dünyaya gelmiş. Galatasaray Lisesi ve İstanbul Üniversitesi felsefe bölümünü bitirdikten sonra edebiyata iyice merak salmış. Aslında ilkokul sıralarından beri şiire ve yazı yazmaya çok hevesli olan edebiyatçının tüm arkadaş çevresi de edebiyatçılardan oluşuyormuş. Öğretmenlik ve çeşitli devlet kurumlarında memurluk da yapan şairimiz, hayatı boyunca hastalıklarla mücadele etmiş.
Türk Edebiyatı’na çok büyük katkıları olan şairin en büyük katkısı Garip akımıyla olmuş. Arkadaşları Oktay Rıfat ve Melih Cevdet ile birlikte Garip akımının öncüsü olmuşlar ve klasik şiir yerine modern şiiri edebiyatımıza sokmuşlar. Kalıplar ve kafiyeler olmadan duyguları anlatan şiirler yazarak yepyeni bir dönem başlatmışlar.
Geçirdiği beyin hastalığı nedeniyle, çok genç bir yaşta, 36 yaşında hayata veda etmiş.
Orhan Veli Kanık’ın fikri ve edebi kişiliği
- Garip hareketini başlatmıştır. Ölümüne kadar hareketin ilkelerine bağlı kalmıştır.
- Şiir sanatına ait klasik biçimlerin dışına çıkarak modern Türk şiirinin olanaklarını genişletmiştir.
- Her türlü sözcüğün şiire girebileceğini göstermiş, günlük konuşma dilini kullanmıştır.
- O, bir şiir ihtilalcısıdır. Şiiri sokağa yönlendirmiştir.
- Şiir bütünüyle toplumun emrine vermiş, bireyciliğe karşı çıkmıştır.
- Şiirlerinde sıradan insanları, insanın basit ama sevgi dolu yaşamını, aşklarını, acılarını, kaygılarını işlemiştir.
- Çocukluğa özlem, doğa, deniz, İstanbul sevgisi, kaldırımlar, balıklar onun şiirlerinde ele aldığı konulardandır.
- Şiirlerinde derin bir “ironi” vardır. Espri ve nükteye yer vermiştir.
- Bir dönem “Mehmet Ali Sel” takma adını kullanmıştır.
- 1947’de “Yaprak” adlı dergiyi çıkarmıştır.
- 1949’da Nasrettin Hoca’nın 72 fıkrasını şiir biçimine getirmiştir.
- 1948’de La Fontaine’nin 51 fablını çevirmiş, bunun dışında da çeviriler yapmıştır.
Orhan Veli Kanık Eserleri
Şiir
- Garip, (1941- O. Rifat ve M. Cevdet ile birlikte)
- Vazgeçemediğim (1945)
- Destan Gibi (1946)
- Yenisi (1947)
- Karşı (1949)
- Bütün Şiirleri (1951)
Düz yazı
- La Fontaine
- Nesir Yazıları
- Edebiyat Dünyamız
- Denize Doğru
- Bindiğimiz Dal
- Sanat ve Edebiyat Dünyamız
Çeviri
Bir Kapı Ya Açık Durmalı Ya Kapalı (1943- A. De Musset'den), Scapin'in Dolapları (1944- Moliere'den), Fransız Şiiri Antolojisi (1947), W.Shakespeare, Hamlet Ve Venedikli Tüccar (1949- C. Labm'dan - Ş. Erdeniz'le), Saygılı Yosma (1961- J. P. Sartre'den), Batıdan Şiirler (1963).
İşte Orhan Veli Kanık'ın şiirleri
1. Giderayak
“Handan, hamamdan geçtik,
Gün ışığında hissemize razıydık;
Saadetinden geçtik,
Ümidine razıydık;
Hiçbirini bulamadık;
Kendimize hüzünler icat ettik,
Avunamadık
Yoksa biz…
Bu dünyadan değil miydik?”
2. Anlatamıyorum
“Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.”
3. Dağ Başı
“Dağ başındasın;
Derdin günün hasretlik;
Akşam olmuş,
Güneş batmış,
İçmeyip de ne haltedeceksin”
4. Gün Olur
“Gün olur, alır başımı giderim,
Denizden yeni çıkmış ağların kokusunda.
Şu ada senin, bu ada benim,
Yelkovan kuşlarının peşi sıra.
Dünyalar vardır, düşünemezsiniz;
Çiçekler gürültüyle açar;
Gürültüyle çıkar duman topraktan.
Hele martılar, hele martılar,
Her bir tüylerinde ayrı telaş!…
Gün olur, başıma kadar mavi;
Gün olur başıma kadar güneş;
Gün olur, deli gibi…”
5. Dalga
“Mesut sanmak için kendimi
Ne kağıt isterim, ne kalem
Parmaklarımda sigaram
Dalar giderim mavisinden içeri
Karşımda duran resmin..
Giderim deniz çeker
Deniz çeker, dünya tutar
İçkiye benzer birşey mi var
Birşey mi var ki havada
Deli eder insanı, sarhoş eder?”
6. Birdenbire
“Birdenbire;
Her şey birdenbire oldu.
Kız birdenbire, oğlan birdenbire;
Yollar, kırlar, kediler, insanlar…
Aşk birdenbire oldu,
Sevinç birdenbire…
7. Ayrılış
“Bakakalırım giden geminin ardından;
Atamam kendimi denize, dünya güzel;
Serde erkeklik var, ağlayamam.”
8. Düşüncelerimin Başucunda
“Onun da dudaklarında bir eskiye dönüş,
O da yüzmede bir ses yığını üzerinde.
Bin hatırayı bir anda duyan gözlerinde
İnsana ruhlar dolusu haz veren düşünüş.”
9. Seni Sevmek
“Bir çocuk ne anlar sevmekten?
Ne anlar ki sevgi uğruna ölmekten
Ne anlar yaşam nedir, dünya ne?
Herşey tozpembedir onun gözünde
Hep umut vardır o küçük yüreğinde…
Karanlıkta aydınlık hisseder
Olmayacak sevdaya olur der..
Ben de çocuğum ve cezalıyım…
cezam sevilmemek
Tek suçum ise seni be canım seni sevmek….”
10. Sevdaya Mı Tutuldum
“Benim de mi düşüncelerim olacaktı,
Ben de mi böyle uykusuz kalacaktım,
Sessiz sedasız mı olacaktım böyle?
Çok sevdiğim salatayı bile
Aramaz mı olacaktım?
Ben böyle mi olacaktım?”