“Bir zamanlar biz İsrâiloğullarından, 'Yalnız Allah'a kulluk edeceksiniz; ana-babaya, yakın akrabaya, yetimlere, yoksullara iyilik edeceksiniz. İnsanlara güzel söz söyleyin, namazı kılın, zekâtı verin.' diyerek söz almıştık. Sonra, içinizden küçük bir kesim dışında, sözünüzden döndünüz; hâlâ da sırt çevirmektesiniz. Vaktiyle sizden, birbirinizin kanını dökmeyeceğinize, birbirinizi yurtlarınızdan çıkarmayacağınıza dair de söz almıştık. Siz de kabullene geldiniz. Hâlâ da (buna) şahitlik ediyorsunuz." (Bakara, 2/83, 84)
Bu âyetlerde İsrâiloğulları'nın yükümlü kılındıkları ve Yahudi-Hristiyan literatüründe "on emir" diye bilinen dinî ve ahlâkî vecîbelerden bazıları hatırlatılmakta; Allah'ın onlardan bu vecîbeleri ifa edecekleri yönünde söz aldığı ifade buyurulmaktadır. Kitâb-ı Mukaddes'te, Tanrı'nın "kendi parmaklarıyla" taş levhalar üzerine yazarak Hz. Mûsâ (as) aracılığıyla İsrâiloğullarına bildirdiği ifade edilen bu emirler (Çıkış, 20, 32/15, 20/1-17) şöyle sıralanır:
On Emir
• İsrailoğullarını esaretten kurtaran Yehova’dan başkasına ibadet etmeyeceksin.
• Put yapmayacak, putlara tapmayacaksın.
• Kendini büyük görüp Yehova adını almayacaksın.
• Cumartesi gününü istirahat günü olarak kabul edeceksin.
• Anaya ve babaya hürmet edeceksin.
• İnsan öldürmeyeceksin.
• Zina etmeyeceksin.
• Hırsızlık yapmayacaksın.
• Kimse aleyhine yalancı şahitlik yapmayacaksın.
• Komşunun evine, karısına, kölesine, cariyesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin.
İslam Ansiklopedisi, On Emir Maddesi, C 33, s. 347-350 (Düzenlenmiştir.).