Omurilik, omurilik soğanının alt ucundan başlayarak sırtta omurga kemikleri içinde korunarak uzanan yaklaşık 50 cm uzunluğundaki merkezî sinir sistemi yapısıdır. Omurilik de beyin gibi 3 katlı zar sistemi ile sarılıdır. Omurilikte beyinden farklı olarak dışta ak madde, içte boz madde bulunur. Omuriliğin enine kesiti alındığında kanatları açık kelebek şekline benzer bir görüntü ortaya çıkar. Omuriliğin arka kısmından çıkan iki kola dorsal (sırt) kök adı verilir. Buradan omuriliğe duyu sinirleri girer. Ön kısmından çıkan iki kola ise ventral (karın) kök adı verilir. Buradan ise motor sinirleri çıkar.
Omuriliğin iki temel görevi vardır:
1. Uyarıları iletmek: Duyu organlarından ve çevreden gelen uyarılar öncelikle omuriliğe gelir, burada çapraz yaparak beyne iletilir.
2. Refleksleri ve alışkanlık hareketlerini kontrol etmek: Omurilik vücutta gerçekleşen iki çeşit refleksin de kontrol merkezidir. Yeni doğan bir çocuğun annesini emmesi, avucuna parmağınızı koyduğunuzda parmağınızı kavraması, diz kapağı refleksi gibi doğuştan gelen kalıtsal refleksleri ve limon görünce ağzın sulanması, daha önce elini yakmış bir çocuğun sobayı gördüğünde elini sakınması gibi kazanılmış refleksleri kontrol eder.
Refleksler insan yaşamı için önemli davranışlardır. Örneğin bebek, yaşamını devam ettirebilmek için emme refleksi ile doğar, anne karnından çıkar çıkmaz emerek beslenebilir. Aynı şekilde yetişkinlerde gerçekleşen birçok refleks de vücudun zarar görmesinin engeller. Bir refleksin oluşumunda uyartının izlediği yola refleks yayı denir. Basit bir refleks yayı 3 sinirden oluşur: Uyartının omuriliğe getirildiği ve dorsal kökten omuriliğe giren duyu nöronu, omuriliğin değerlendirme yaptığı ve cevabı oluşturduğu ara nöron ve cevabı tepki organına götüren, ventral kökten çıkan motor nöron. Eline iğne batan bir kişide duyu nöronları uyarıyı önce omuriliğe iletir. Öncelikle omurilikte cevap oluşturulup motor nöronlarıyla kaslara uyarı gönderilir ve elin çekilmesi sağlanır.