Ey iman edenler! Allah’a itaat edin, peygambere itaat edin, sizden olan ülü’l-emre de. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah’a ve âhirete gerçekten inanıyorsanız- onu, Allah’a ve peygambere götürün. Bu, elde edilecek sonuç bakımından hem hayırlıdır hem de en güzelidir.
Bu âyet-i kerîme, İbn Abbâs radıyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Abdullâh bin Huzeyfe bin Kays hakkında inmiştir. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem onu bir askeri birlikle göndermişti. [ Buhârî (4584); Müslim (1834)…]
Alî radıyallâhu anh’dan rivâyet edildiğine göre, Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem askerî bir birlik gönderip başlarına ensârdan birisini emîr tayin etmiştir. Yola çıktıklarında emirleri bir konuda onlara kızarak: “Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem bana itaat etmenizi emretmedi mi?” dedi. Onlar: “Evet” dediler. Bunun üzerine: “Bana odun toplayın”, deyip ateş istedi ve bununla toplanan odunları ateşleyerek: “Size kesin olarak söylüyorum ki; bu ateşin içine mutlaka gireceksiniz”, diye emretti. Topluluk ateşe girmeye kalkışınca içlerinden bir genç: “Siz ateşten kaçarak Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e sığındınız. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e varıncaya kadar bunu yapmayın (ateşe girmeyin). Şâyet o girmenizi emrederse bu takdirde girin” diye müdâhelede bulundu. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem’e dönerek olayı kendisine haber verdiler. Rasûlullâh sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Eğer ona girmiş olsaydınız kıyâmet gününe kadar ondan çıkmayacaktınız. İtaat ancak iyiliktedir.” [Buhârî (4340); Müslim (1840)…]