Hz. Muhammed (s.a.v.) “… Dinin başı İslam, direği namaz, zirvesi ise cihattır.” ve “Cennetin anahtarı namaz, namazın anahtarı ise abdesttir.” diyerek namaza verdiği önemi belirtmiştir. Bu yüzden vaktinde kılınan namaz ibadetlerin en faziletlisi olarak görülmüş, tüm peygamberlere ve ümmetlerine emredilmiştir. Namaz, imanın bir göstergesidir. Çünkü Yüce Allah’a iman eden bir mümin, namaz kılarak O’nu hatırlar, O’na hamt eder ve övgüsünü dile getirir. O’nun yüceliği karşısında eğilir, O’na olan inancını ve saygısını gösterir. Kulluk görevini yerine getirir. Kendisine verdiği sayısız nimetlere karşı şükreder. Böylece Yüce Allah’ın rızasını kazanır.
Namaz kul ile Allah arasındaki bir bağdır. İslam dininde namazın önemini başın bedendeki önemi gibidir. Namaz ile bir mümin sürekli olarak Allah’ı anar ve kendini O’nunla iletişim halinde hisseder. Namaz insan nefsini terbiye eder, ruhunu kötülüklerden arındırır, kişilerin ahlaklı bireyler olmasını sağlar.
Namaz kılan bir kimse Allah’ın (c.c.) huzuruna çıkar, O’nunla olan bağını güçlendirir. Sorumluluklarının farkında olur ve Yüce Allah’ın “(Resûlüm!) Sana vahyedilen Kitab’ı oku ve namazı kıl. Muhakkak ki, namaz, hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar…” ayetine uygun olarak kötü davranışlar yapmaktan uzaklaşır. İyi ve güzel davranışlara yönelir. Böylece namaz kılan kişi ahlakını da güzelleştirmiş olur. Rabbiyle konuşur ve Hz. Muhammed’in (s.a.v.)“Secde; kulun Rabbi’ne en yakın olduğu andır.” hadisine göre Yüce Allah’a yakınlaşır. İslam dini namaza büyük önem vermiştir. Nitekim Hz. Muhammed (s.a.v.) kendisine yöneltilen “Amellerin en faziletlisi hangisidir?” sorusuna, “Vaktinde kılınan namazdır…” şeklinde cevap vererek bir Müslüman için namazdan daha değerli bir ibadet olmadığını ifade etmiştir.