Nakşibendilik, Abdulhalik-ıl Güjdevani tarafından sistemleştirilen, Muhammed Bahauddin Şah-ı Nakşibendi’nin isim babası olduğu Sünni İslam dini tarikatı. “Nakış yapan” anlamına gelen Nakşibend, Nakşibendi mürşidlerinin, kalbi dünyadan ahirete bağladığı düşünüldüğü için bu adı almıştır.
Nakşibendi büyüklerin” Bizim İşimiz Çözmek Ve Bağlamaktır. Bize Gelenlerin Kalbini İplik İplik Dünyadan Çözer, İplik İplik Ahirete Bağlarız” diyerek Nakşibendi yolunun amaç ve gayesini Allah’ın rızası, Kur’an ve Peygamber sevgisini kalbe nakşedip, nefsi terbiye etmektir. Peki Nakşibendilik nedir kurucusu kimdir? Nakşibendi tarikatı nedir?
Nakşibendi tarikatı, 1318-1389 yılları arasında Türkistan'da yaşayan Bahaeddin Nakşibend tarafından kurulmuştur ve İslam dünyasında çok yaygındır. Farsça bir kelimedir. Ve “kalbe Allah (cc) adını nakış yapan” demektir, bu tarikat, gerçek kimliğine Hoca Yusuf el-Hamadani'den sonra kavuştu. Yusuf Hamadân 1140 yılında vefat ettiğinde, arkasında iki mürid bıraktı: Hoca Ahmed Yesevi, diğeri ise Abdülhalik Gücdivani. Tarikat, ehli sünnet akidelerine sıkı sıkıya bağlı olduğu için Nakşibendiler kalben, gizli zikrederler. Nakşibendiye Tarikatı'nda topluca yapılan zikre hatm-ı hacegan denir. Müridlerin adedi on kişiden az ise, küçük hatme; çok ise, büyük hatme sesli, sessiz olarak icrâ edilir.