Müzik, müzik aletleri ile ilgili atasözü ve deyimler

İçinde Müzik aletleri , müzik kelimesi geçen atasözleri ve deyimler. Müzik ile ilgili atasözleri, deyimler anlamları ve örnek cümleleri yazımızın devamından okuyabilirsiniz.

Müzik ve müzik aletleri ile ilgili atasözleri:

Anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az; anlayışlı kimseleri en küçük bir söz bile etkiler oysa anlayışsız kimselere ne söylense yararsızdır.
Kırkından sonra saza başlayan kıyamette çalar; yaşlandıktan sonra bir şey öğrenmeye, yeni bir iş yapmaya başlayan kimsenin bunu başarmaya ömrü yetmez.
Davul birinin boynunda, tokmak bir başkasının elinde;  sorumluluk birinde olmasına karşın bir başkasının sözü geçiyor.
Davul dengi dengine diye çalar; evlenecek kimselerin birbirlerine denk olması gerekir.
Davulu biz çaldık, parsayı başkası topladı; biz çalıştık, uğraştık, başkası yararlandı.
Davulun sesi uzaktan hoş gelir; İşin içinde olmayanlar o işi kolay veya kârlı sanırlar.
Hem kaçar hem davul çalar; işi yapmaktan çekindiği hâlde yine de yapar.
Herkes davul çalar ama çomağı makama uyduramaz; herkes iş yapar ama o işin gerektirdiği ustalığı gösteremez.
Kızı gönlüne bırakırsan ya davulcuya kaçar (varır) ya zurnacıya; evlenme çağındaki kızı büyükleri uyarmazlarsa uygun olmayan birisiyle evlenir.
Kös dinleyen, davula kulak vermez: başından büyük olaylar geçmiş kişi küçük dertleri sorun etmez.
Zurnada peşrev olmaz, ne çıkarsa bahtına: rastgele yapılan plansız işlerde yöntem, kural aranmaz.
Çengi ölüsü çalgı (daire, tef) ile kalkar; zevk ve sefa içinde ömür sürmüş bir kimse, en sıkıntılı günlerinde bile bu alışkanlığını bırakamaz.

Müzik ve müzik aletleri ile ilgili deyimler:

Keman gibi; ince, düzgün (kaş).
Otuz iki dişe keman çaldırmak; içecek çok soğuk olmak.
Aldı sazı eline; hiç kimseyi konuşturmadan konuşan kimseler için kullanılan bir söz.
Kırkından sonra saz çalmak; yaşlandıktan sonra uzun ve güç bir işe girişmek.

Davul çalmak (dövmek):
1) Davula vurarak ses çıkarmak;
2) Bir şeyi herkesin haber alabileceği biçimde ortalığa yaymak.

Davul çalsan işitmez:
1) Sağır;
2) Uykusu çok ağır, derin uykuda.

Davul gibi; şiş ve gergin.
Yüz surat davul derisi (mahkeme duvarı); utanması olmayanlar için söylenen bir söz.
Zurna gibi: dar (pantolon).
Zurnacının karşısında limon yemek gibi; birinin zihni çelinip işini göremeyecek duruma getirildiği anlatılırken söylenen bir söz.
Zurnanın zırt dediği yer;  sürdürülmekte olan bir işin en can alıcı noktası.
Tef çalsan oynayacak; karmakarışık olan eşyalar için söylenen bir söz.
Tefe koyup çalmak; tefe koymak.
(birini) Tefe koymak; biri hakkında alaylı dedikodu yapmak: “Sonradan anlaşıldı ki adam hükümeti tefe koymuş.”

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Deyimlerin Anlamları Haberleri