Musab b. Umeyr, zengin ve soylu bir ailenin oğlu olarak Mekke'de doğdu. Peygamberimizin (s.a.v.) çok sevdiği sahabilerindendir. İslam'ın ilk öğretmenidir. Uhud savaşında şehit düşmüştür.
Mus’ab bin Umeyr’in büyük gayretleri ve hizmetleri netîcesinde İslâmiyet, Medîne’de sür’atle yayıldı. Öyle ki, İslâmiyet her eve girmiş, îmân etmeyen kalmamıştı. Mus’ab bin Umeyr, Medîne’de Es’ad bin Zürâre’nin evinde Kur’ân-ı kerîm öğretiyor ve İslâmiyet’i anlatıyordu. Onun bu hizmetiyle Medîne’de çok kimse Müslüman oldu.
Mekke'de soylu ve zengin bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) ilk inananlardan oldu. Güzel yüzlü ve zarif bir kimseydi. Müslüman olduğu için ailesi tarafından işkence gördü, buna rağmen inancından vazgeçmedi. Habeşistan'a hicret eden ilk Müslümanlar arasında yer aldı. Habeşistan'da duyulan “Mekkeliler Müslüman olmuş.” yalan haberi üzerine bazı arkadaşlarıyla Mekke’ye döndü. Birinci Akabe Biatı'ndan sonra Medineli Müslümanların isteği üzerine, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) tarafından onlara öğretmen olarak gönderildi. Musab (r.a.), Medine'de Esad b. Zürare isimli sahabinin evinde kaldı. İnsanlara İslam’ı anlattı. Medine’nin tanınmış kişilerinin Müslüman olmasını sağladı. Medinelilere Kur’an öğretti, namaz kıldırdı. Özellikle cuma günleri Medine'de Müslümanlarla bir araya gelirdi. İkinci Akabe Biatı'nın hazırlanması ve gerçekleşmesinde önemli görevler yaptı. Musab b. Umeyr, her fırsatta Allah Resulü'ne (s.a.v.) yakın olmak için çalışırdı. 624 yılında Müslümanlarla Mekkelilerin ilk karşılaşması olan Bedir Savaşı’nda muhacirlerin sancaktarlığını yaptı.
Uhud Savaşı’nda Peygamberimizin (s.a.v.) sancağını o taşıdı. Musab b. Umeyr, Uhud Savaşı boyunca Peygamberimizin (s.a.v.) yanından ayrılmadı. Okçular yerini terk ettikten sonra ortaya çıkan karmaşada Allah Resulü'nün (s.a.v.) yanında kalan az sayıda sahabiden biriydi. Allah Resulü'nü (s.a.v.) korumak için çalıştı ve Uhud'da şehit oldu. Savaştan sonra, müşrikler Uhud'dan ayrılınca Allah Resulü (s.a.v.), sahabileriyle beraber savaşın yapıldığı meydana indi. Eski kıyafetler içerisindeki Hz. Musab'ı sahabilerine gösterdi. Onun bir zamanlar en güzel elbiseleri giydiğini, en güzel yemekleri yediğini fakat Allah ve Resul'ünün sevgisini her şeye tercih ettiğini söyledi. Ardından, “Müminler içinde Allah'a verdikleri sözde duran nice erler vardır. Onlardan bazısı sözünü yerine getirip o yolda canını vermiş, bazısı da (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde sözlerini değiştirmemişlerdir.” mealindeki ayeti okudu.
Musab (r.a.) şehit düştüğünde üzerindeki elbise kısa olduğu için başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açıkta kaldı. Ayaklarını örtmeye bir örtü bulunamadı. Durum, Allah Resulü'ne (s.a.v.) bildirildi. Allah Resulü (s.a.v.) ayaklarının üzerine ot konulmasını ve öyle defnedilmesini buyurdu. Musab'ın (r.a.) ayaklarına otlar kapatılarak defnedildi.