Mus’ab b. Umeyr (r.a.) kimdir

Bir Sahabi tanıyorum, Mus’ab b. Umeyr (r.a.), Mus’ab b. Umeyr (r.a.) kimdir, İslam dininin yayılması ve öğretilmesinde katkısı nelerdir, araştırınız bu konuda sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Mus’ab b. Umeyr (r.a.) Kureyş’in Abdüddâr oğullarına mensup zengin bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Orta boylu, güzel yüzlü, nazik ve yumuşak huylu biri olan Mus’ab (r.a.), ailesi tarafından da çok sevilirdi. Babası Umeyr b. Haşim annesi ise Hannâs bint. Mâlâk’tır. Çok zengin bir kadın olan annesi, Şam’dan, Hindistan’dan en güzel kumaşları getirtir ve oğluna hayranlık uyandıracak elbiseler diktirirdi. O, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) davetini duymuştu. Bazı ayet-i kerimeler dillerde dolaşıyordu. Onları duyuyor, Müslüman olanların davranış ve yaşayışlarına dikkat ediyordu. Duydukları ve gördükleri onun üzerinde derin tesir bırakmıştı.

Bir gün Hz. Muhammed’in (s.a.v) Dârülerkam’da olduğunu, davete buradan devam ettiğini öğrendi. Oraya gitti, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) huzuruna çıktı ve oradan Müslüman olarak ayrıldı. Ailesinin tepkisinden çekindiği için Resûlullah’ın (s.a.v.) yanına gizlice gidip geliyor, namazlarını gizlice kılıyordu. Bir gün Kureyşlilerden biri onu namaz kılarken gördü ve ailesine haber verdi. Bunun üzerine bütün ailenin sevdiği, ipek elbiseler içinde sokaklarda yürüyüşü seyredilirken kıvanç duyulan Mus’ab (r.a.), annesi ve akrabaları tarafından hapsedilmiş, gördüğü bütün baskılara rağmen dininden vazgeçmemiştir.

Müslüman olduktan sonra eski servet ve zenginliğinin yerini fakirlik almış ve birçok sıkıntı yaşamıştır. Yaşadıkları karşısında sabır ve sebat göstermiş asla dininden dönmemiştir. Resûlullah’ın (s.a.v.) Habeşistan’a hicret için izin verdiğini duyunca hapisten kaçmış ve hicret kervanına katılmıştır.

Habeşistan’dan Mekke’ye dönüşünü Hz. Ali (r.a.) şöyle anlatmıştır. Resûlullah (s.a.v.) ile oturuyorduk. Bu sırada Mus’ab geldi. Üzerinde yamalı bir elbiseden başka giyeceği yoktu. Resûlullah (s.a.v.) onun bu hâlini görünce, mübarek gözleri yaşla doldu ve “Kalbini Allahu Teala’nın nurlandırdığı şu kimseye bakın! Anne ve babası onu en iyi yiyecek ve içeceklerle besliyorlardı. Allah (c.c.) için bunların hepsini terk etti. Allah (c.c.) ve Resulünün (s.a.v.) sevgisi onu gördüğümüz hâle getirmiştir.” buyurdu.58 Birinci Akabe Biatı’nda Müslüman olan Medineliler, Resûlullah Efendimizden (s.a.v.) kendilerine İslamiyet’i anlatacak birini göndermesini istediler. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v), Mus'ab b. Umeyr'i (r.a.) görevlendirdi ve onlarla birlikte Medine'ye gönderdi. Mus'ab b. Umeyr (r.a.) böylelikle hem muallim hem de Medine'ye hicret eden ilk sahabe oldu.

Mus’ab (r.a.), Medine’de diğer müminlerle el ele vererek imrenilecek bir gayret göstermiştir. Okuyor, okutuyor, namazları kıldırıyor, İslam’ı anlatıyor; davranışları ve konuşmalarıyla sevgi ve saygı topluyor, her gün gönüllerin fethinde birkaç adım daha ilerliyordu. İslamiyet’in Medine’de yayılmasında önemli bir yeri olmuştur.59 Uhud Gazvesi’nde Hz. Peygamber’in (s.a.v.) yanından hiç ayrılmayıp sancaktarlık görevini yerine getiren Mus’ab (r.a.), Resul-i Ekrem’i yaralayan İbni Kamie’nin kılıç darbeleriyle her iki eli de kesilince sancağı kollarıyla göğsüne bastırarak dik tutmaya çalışırken yine onun mızrağıyla şehit düşmüştür. Savaştan sonra şehitler defnedilirken Hz. Peygamber (s.a.v.), yoksulluğu kıyafetinden belli olan Mus’ab’ı göstererek onun bir zamanlar en güzel elbiseleri giydiğini, en güzel yemekleri yediğini, fakat Allah (c.c.) ve Resulünün (s.a.v.) sevgisini her şeye tercih ettiğini söylemiştir. Ardından, “Mü'minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah'a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.” mealindeki ayet inmiştir.

Sahabiler daha sonraki dönemlerde bolluk ve refah içinde yaşadıkları zamanlarda daima Mus’ab’ı (r.a.) anmışlardır. Habbab b. Eret (r.a.), Allah Teala’nın kendilerine dünya nimetlerini de verdiğini, Mus’ab gibi arkadaşlarının bu nimetlerden hiçbir şey tatmadan ahirete intikal ettiklerini belirttikten sonra, Uhud’da şehit olduğu gün onu saracak bir kefen bulamadıklarını, bedenini hırkasıyla örtmeye çalıştıklarında başına çekince ayaklarının, ayaklarına çekince başının açıldığını, sonunda başını örttüklerini, ayaklarının üstüne de kokulu bir ot demeti koyduklarını söylemiştir. Mus’ab b. Umeyr (r.a.), İslam’ın ilk muallimi ve ilk sancaktarıdır. Uhud şehitliğinde, şehitliğin ortasında siyah taşlarla çevrili küçük bölmede Hz. Hamza (r.a) ile yan yana yatmaktadır.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

SORU & CEVAP Haberleri