münasip: Uygun, yerinde.
konak: Genellikle bir avluyla çevrili, birkaç katlı, çok odalı, büyük ve gösterişli ev.
alay etmek: Birinin, bir şeyin ya da bir durumun eksik, kusurlu, gülünç vb. yönlerini küçümseyerek eğlence konusu yapmak.
halt etmek: Yakışıksız davranmak, uygunsuz bir söz söylemek veya kötü bir şey yapmak
Örnek cümleler,
Seninle münasip bir zamanda bir konu konuşacağım.
Bu işi ben de münasip bulurum.
Onlar konakta büyümüşler.
Konak çevresinde geniş güvenlik önlemlerinin alınmasını istiyorum.
Alay etmek doğru bir davranış değil.
Mahallelinin kendisiyle alay etmesine çok kızardı.
Halt etmiş o.
Size o sözü söyleyen arkadaş halt etmiş, kusuruna bakmayın.