Müfessir; Sözlükte “açıklamak, beyan etmek, izhar etmek” anlamındaki fesr kökünün “tef‘îl” kalıbından (tefsîr) türeyen müfessir kelimesi “Kur’ân-ı Kerîm’i yorumlayan kimse” demektir.
Muhaddis; Sözlükte “haber vermek, hadis rivayet etmek” anlamındaki tahdîs masdarından türeyen muhaddis kelimesi terim olarak “rivayet ettiği hadisleri senediyle birlikte nakleden ve bu hadislerin metinlerini ez-bere bilen, senedlerindeki râvilerin güvenilirliği konusunda görüşleri bulunan kimse” demektir.
Mücahit, kutsal sayılan bir ülkü, özellikle de İslam adına savaşan kişi. Sözcük Arapça mücahidûn sözcüğünün tekilidir ve "cihat eden" anlamına gelir. Mücahit sözcüğü önceleri ilk İslam Devleti adına savaşan Müslüman askerler için kullanılıyordu.
Müceddid; Cehd kökeninden gelen ve iftiâl bâbından ism-i fâil olan müctehid, Kur’an-ı kerîmdeki ve hadîs-i şeriflerdeki anlamı kapalı hükümleri açığa çıkarabilmek için tüm gücü ile çalışıp çabalayan ve sadece Allah rızası için bu sıkıntılara katlanan en büyük fıkıh âlimlerine müctehid denir.
Fakih; Sözlükte "dikkatli ve ince anlayışlı, ayrıntılı bir şekilde bilen âlim" anlamına gelen fakih, ıstılahta din bilgini, fıkıh âlimi, İslâm hukukçusu demektir. Çoğulu fukahâdır. Kur'ân-ı Kerim'de on dokuz yerde, anlamak, hakkıyla idrak etmek manasında, aynı kökten fiil olarak geçmektedir.