Milli Mücadelenin kadın kahramanları, Türk milletinin var olma savaşında yerlerini alarak cephelerde müdafaanın başarıyla sağlanmasına katkı sağlamıştır. İşte, Atatürk Araştırma Merkezi'nin Milli Mücadelenin kadın kahramanları hakkında derlediği bilgiler;
Asker Saime
İstiklâl Harbi başladığında Darülfünun öğrencisi olan Münever Saime, Kadıköy mitinginde yaptığı konuşmadan sonra tutuklama emri çıkınca, Anadolu’ya geçerek Millî Mücadele’ye katıldı. Garp cephesinde görev aldı ve özellikle cephe gerisinde ve istihbarat işlerinde önemli başarılar gösterdi, İzmit’te bir görevi yerine getirirken yaralandıysa da belli etmeden vazifesini yapıp tamamladı. Asker Saime diye anıldı. Kuvvetli bir fikir edebiyatçısı olan Saime, savaş sonrasında öğretmenlik yapmıştır.
Hafız Selman İzbeli
Kastamonu’daki ilk kadın meclis üyesi olan Hafız Selman İzbeli, Kastamonu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Kadınlar Kolu kurucularından. Kurtuluş Savaşı sonrasında Kastamonu’daki kadınları toplayan Hafız Selman İzbeli; asker için çorap, fanila ördürüp cepheye göndermişti. Hafız Selman İzbeli, “Cumhuriyet Kadını” olmakla övünen, savaştan sonra da yeni baştan Türkçe harflerle okuma-yazmayı öğrenen bir kahramandı. Milletvekilliği teklifini de başını açamadığı için kabul etmemişti.
Kılavuz Hatice
Pozantı’da mücadele etmiştir. 8 Mayıs 1920’de gece Fransız kuvvetlerine Kumcu Veli ile birlikte kılavuzluk ederek, onları Türklerin ateş hattına sokmuştur. Fransızlara, en kritik nokta olan Karboğazı’na sıkıştıklarını ancak gün ışıyınca anlayacaklardır. Bu arada Hatice kaçarak Türk tarafına geçer. Bu şekilde Fransız askerleri esir edilir. Bu hadisedeki rolünden dolayı Kılavuz Hatice olarak anılan bu Türk kadını hakkında fazla bir bilgimiz yoktur.
Tayyar Rahmiye
Güney cephesinde 9. Tümende gönüllü olarak bir müfrezenin komutanlığını yapmıştır. Osmaniye’de Fransız karargâhına saldırı için görevlendirilen müfreze 1 Temmuz 1920’de harekete geçer. Fakat, bu arada askerlerde bir duraklama meydana gelir. Bunun üzerine, “Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da, siz erkek olduğunuz halde yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz?” diyerek erkekleri tahrik eden Tayyar Rahmiye karargâhın alındığını göremeden şehit düşer. Bu harekât sonrası 80 tüfek, 2 makinalı tüfek ele geçirilmiştir.
Fatma Seher Hanım (Kara Fatma)
Erzurumlu Yusuf Ağa’nın kızı olan Fatma Seher Hanım, aynı zamanda merhum bir binbaşının da eşidir. Millî Mücadele’de oğlu ile birlikte çarpışmış, İzmit’te görev yapmıştır. Kendinin söylediğine göre, I. Dünya Savaşı’nda Edirne’de Yanıkkışla’da çarpışmıştır. Mütareke’den sonra Erzurum’a dönmüştür. Millî Mücadele’de Adana, Dinar, Afyon Karahisar, Nazilli, Sarayköy ve Tire’de asker olarak çalışmıştır. Bunu, gösterdiği evraklar ispatlamaktadır. Hatta, bir savaş sırasında göğsünden yaralanmıştır. Harp tarihi ile ilgili vesikalarda başarılarından söz edilmektedir.
Fatma Seher Hanım, “Kara Fatma” adıyla da anılmaktadır. Bundan dolayı bazı kaynaklarda ikisinin ayrı şahıslar gibi değerlendirildiği görülür. Yazılanları değerlendirdikten sonra bu ikisinin aynı şahıs olduğu kanaatine vardık. Cumhuriyet sonrasında madalya ile ödüllendirilmiştir.
Binbaşı Ayşe
Selânikli olan Binbaşı Ayşe, büyük harpte Kafkas cephesinde yaralanarak ölen kocasının intikamını almak için yemin etmiştir. 15 Mayıs 1919’da İzmir işgal edilince, ilk karşı koyma hareketine o da silahla katılmıştır. Yunanlılar İzmir’e hâkim olunca Aydın’a geçmiş, çete kurmuş, sonra da çetesiyle birlikte Köpekçi Nuri çetesine katılmıştır. Aydın muharebesinden sonra Koçarlı’ya çekilmişler ve bundan sonra devamlı Millî Mücadele’de görev almışlardır.