Milli Mücadele yılları tarihimiz açısından bir dönüm noktasıdır. Osmanlı Devleti’nin yıkılması ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması gibi dünya tarihini değiştiren bir olayın yaşandığı yıllar olmuştur. Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkmasının ardından hızlanan Milli Mücadele, yayınlanan genelge ve yapılan kongrelerle siyasi, askeri ve ekonomik bir hazırlığın yaşanmasına neden olmuştur.
Milli Mücadele döneminde yapılan kongrelerden biri olan Sivas Kongresi’nde de “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.” sözü dile getirilmiştir.
Babam ve ben
Köyümüzde işgalin ayak sesleri duyulmaya başlanmıştı. Hiç tereddüt etmeden duvarda asılı olan av tüfeğini eline alan babam, topal olmasına rağmen kendini bir hışımla dışarı atmıştı. Savaşa katılamadığı için içinde burukluk olması bunu yapmasına neden olmuştu.
Bana da ailemize iyi bak diyen babam, düşmanla savaşmaya gitmişti. Çok geçmeden annemi ve kız kardeşimi dedemin eski yayla evine götürüp emniyete aldıktan sonra ben de dedemin av tüfeğini alarak babamın yanına gittim. Köyümüze gelen eşkıyaları rehin alıp askere teslim ederken, azmedip mücadele verirken de büyük bir kararlılıkla köyümüzü müdafaa ediyorduk.
Babam ve ben asker arkadaşı gibi sırt sırta vermiştik. Köyümüzü düşmandan temizleyene kadar devam ettik ve en sonunda amacımıza ulaştık.