Mihriban türküsünün sözleri ne
Aşkı en iyi anlatan şiirlerden biri olarak görülen ve 1960 yılında kaleme alınan “Mihriban (Aşk)” başlıklı şiir şöyle:
Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamışım çözülmüyor Mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor Mihriban
Yar deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kâğıda yazılmıyor Mihriban
Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor Mihriban
Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk deyince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut çizilmiyor Mihriban
Boşa bağlanmamış bülbül gülüne
Kar koysam köz olur aşkın külüne
Şaştım kara bahtın tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban
Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi, gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor Mihriban
Mihriban türküsü hikayesi nedir
Mihriban türküsü, büyük usta merhum Abdurrahim Karakoç tarafından kaleme alınmıştır. Söz konusu türkü, sanatçı Musa Eroğlu ile özdeşleşmiştir. Sonrasında ise Mahsun Kırmızıgül başta olmak üzere birçok sanatçı tarafından seslendirilmiştir. Türkünün hikayesi temel anlamda Abdurrahim Karakoç'un kavuşamadığı sevdiğine hitaben yazılmıştır. Daha doğrusu Abdurrahim Karakoç 1960 senesinde yaşadığı aşk acısını bu şiiri ile dile getirmiştir.
Mihriban türküsünün hikayesi Abdurrahim Karakoç'un köyünde başlar. Köye düğün için misafirler gelmiştir. Gelen misafirler arasında güzel bir kız vardır ve adı Mihriban'dır. O dönemde genç bir delikanlı olan Karakoç Mihriban'ı görür görmez ona aşık olur ve tanışır.
Mihriban kelime itibariyle merhametli ve şefkatli demektir. Mihriban kelimesinin anlamı tam da Onun sevdiği kızı tarif etmektedir. Kızın adı esasında Şehriban'dır. Fakat kızın güzelliği ve iyi kalpliliği nedeniyle Karakoç kıza bu ismi vermiştir. İlerleyen dönemde ikilinin aşkı daha da büyümüştür. Bir sabah Mihriban'ı görmek için köydeki eve giden Karakoç, Mihriban'ın ailesi ile birlikte köyden ayrıldığını öğrenir.