Bediüzzaman Kur’an’ın dört maksadı olduğunu ifade ederken Tevhid, Nübüvvet, Haşir ve Adaleti sayar. Buna birde “İbadeti de başka bir eserin de eklemektedir.
Buradaki ilaveden , “Adalet” ve “İbadet”in tek madde olarak sayıldığı anlaşılmaktadır. Kanaatimizce; adalet kavramı ibadeti de içine alır. Şöyle ki:
Adalet, İhkak-ı Haktır. Yani her hak sahibine hakkını vermektir. Başlıca şu üç hakla karşı karşıya olduğumuz görülür.
- Allah’ın üzerimizdeki hakkı. (Hukukullah)
- Diğer insanların üzerimizdeki hakkı (hukuk- u ibad)
- Nefsimizin üzerimizdeki hakkı.
İbadet, tümüyle Hukukullah ile alakalıdır. Diğer insanların üzerimizdeki hakları “muamelat” şeklinde ifade edilebilir. Fıkıh ilmi bunları ayrıntılı bir şekilde ele almaktadır. Nefsin terbiyesi, tezkiyesi, onu hevaya değil Hüdaya sevk etmek gibi durumlar ise zaten insanın üzerindeki haklarındandır.
- İnsanların ve diğer varlıkların yaratıcısının Allah olduğunu bildirmek
- İnsanların varlıklar içinde seçkin bir yerinin olduğunu ve sorumluluklarının bulunduğunu bildirmek
- İnsanların davranışları, işleri ve sorumlulukları hakkında yönlendirici bilgiler vermek
- İnsanların yaptıklarından ve yapması gerekirken terk ettiklerinden dolayı sorumlu olduklarını ve bunların hesabını vereceğini bildirmek
- Kuran-ı Kerim’in, ondan önceki kutsal kitapların, bütün peygamberlerin gönderiliş amaçlan işte bu dört maddeden ibarettir.
- Kur’an’ın temel amaçlarını dikkatle incelediğimizde görürüz ki doğru bilgi, doğru inanç ve doğru davranış ön plana çıkmaktadır.