İnsanı insan yapan ve davranışlarına anlam kazandıran en büyük özellik akıldır. Kur’an-ı Kerim’de Aklı kullanarak doğru düşünmenin öneminin üstünde durmaktadır. Kur’an-ı Kerim’de Aklı bilgi edinmeye yarayan güç olarak tanımlamıştır. Ey akıl sahipleri gibi hitaplarla aklın en önemli bir şey olduğunu anlatmıştır.
Bütün İslâm âlimleri aklı, insanın dinin emir ve yasaklarıyla sorumlu tutulmasının temel şartı olarak söylemişler, akıldan yoksun olanlara hiçbir sorumluluğun yüklenemeyeceği görüşünde birleşmişlerdir. Mesela; namaz, oruç, zekât, hacc gibi ibadetleri yerine getirebilmenin ilk şartı âkıl-bâliğ olmak, yani deli olmamak ve ergen olmaktır. Ayrıca zamanının en akıllısı olmayı (fetânet) peygamberlerin temel vasıflarından kabul etmişlerdir. İslam alimleri, imandan sonra en büyük nimet olarak gördükleri akla, dünya ve ahiret mutluluğunu kazanmaya vesile olması dolayısıyla büyük değer vermişlerdir.
Aklın önemi ve değeri ile ilgili birkaç ayet meali:
“… İlimde ileri gidenler; biz ona inandık, hepsi de Rabbimizin katındandır derler. Bunu ise ancak aklını isabetle kullanabilenler akledip düşünebilir.” (Al-i imran, 7)
“ Bu Kur’an insanlara bir tebliğdir. İnsanlar bununla uyarılsınlar, O’nun tek ilah olduğunu bilsinler ve akıllarını kullansınlar da düşünüp ibret alsınlar.” (İbrahim, 50)
“… Onları müjdele, onlar ki sözü dinlerler ve o sözün en güzeline uyarlar. İşte onlar Allah’ın kendilerini doğru yola ilettiği kimselerdir, onlar akl-ı selim sahipleridir.” (Zümer, 18)
“Onlara Allah’ın indirdiğine uyun denildiğinde ‘hayır, biz atalarımızın uyduklarına uyarız’ derler. İyi ama atalarınızın aklı bir şeye ermiyorsa da doğru yolu bulamamışlarsa? (yine de onların yoluna mı uyacaksınız?)” (Al-i İmran, 172)