İslam’da nezaketin temel kaynağı Kur’an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin sünnetidir. Hz. Peygamberin örnek yaşantısına şahit olan; onun güzel ahlakını kendilerine rehber edinen sahabenin söz ve davranışları da İslam’da nezaketin nasıl olması gerektiğini bizlere gösteren kaynaklardandır.
Nezâket, nâziklik, zariflik, incelik; terbiye, edep anlamlarına gelmektedir.
İslâm, Müslümanın hayatında, samimî ve gösterişten uzak bir nezâketin hâkim olmasını istemektedir. Giyimde, kuşamda, oturup kalkmada, konuşmada, yürümede, bakmada, bir şey isterken, verirken, hâsılı her türlü beşerî münâsebetlerde, hattâ duygu ve düşüncede bile incelik ve nezâket kâidelerine riâyet etmek îcâb eder.
- Rıfk.
- Sözü güzel söylemek, sözünde durmak ve iyilik etmek.
- Alay etmemek, zandan kaçınmak ve kusurları örtmek.
- Başkasına ait alanlara izinsiz girmemek.
- Anne babaya hürmet etmek.
Tebliğde Nezâket
“Rabbin’in yoluna hikmetle ve güzel öğütle dâvet et! Ve onlarla en güzel şekilde mücâdele et…” (en-Nahl 16/125)
Konuşmada Nezâket
“Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler! Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.” (el-İsrâ 17/53)
Tevâzu ve Vakâr
“Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Zira Allah, kendini beğenmiş övünüp duran kimseleri asla sevmez.” (Lokman 31/18)
Kötülüğe İyilikle Muamele
“İyilik ve kötülük müsâvî değildir. Sen kötülüğü en güzel bir tarzda önlemeye çalış. O zaman (göreceksin ki) seninle arasında düşmanlık bulunan kimse sanki candan ve sıcak bir dost oluvermiştir…” (el-Fussilet, 34-35)
Yetime Karşı Nezâket
“O hâlde sakın yetime karşı kötü muâmelede bulunma!” (Duhâ, 9)