Kuran’ı Kerim’de yer alan kıssalardan bazıları şu şekildedir:
- Hz. İbrahim’in Rabbini arayış kıssası.
- Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in kurban edilmesi kıssası.
- Hz. Nuh’un kıssası.
- Hz. Yusuf’un kıssası.
- Habil ile Kabil’in kıssası.
- Hz. Adem ve Hz. Havva’nın kıssası.
- Hz. Musa ile Hızır(a.s.)’ın kıssası.
- Ashab-ı Kehf Kıssası.
- Hz. Salih ve kavminin kıssası.
- Hz. Musa ile Firavun’un kıssası.
Hâsılı Kur’ân-ı Kerîm’deki kıssalar vesîlesiyle Cenâb-ı Hak, insanoğluna gizli ve âşikâr sayısız ulvî tâlimlerde bulunur. Ayrıca her peygamberde farklı bir husûsiyeti öne çıkararak onu beşer dimağ ve idrâkine yerleştirir. Şöyle ki:
Kısaca Hz. Nuh (a.s.) Kıssası, Peygamberler içinde Hazret-i Nûh -aleyhisselâm-’ın hayatına bakıldığında öncelikle; îmân dâveti, tahammül, sabır ve netîcede de küfre ve küfür erbâbına karşı şiddetli bir buğz göze çarpar.
Kısaca Hz. İbrahim (a.s.) Kıssası, Hazret-i İbrâhîm -aleyhisselâm-’ın hayatı, şirke karşı amansız bir mücâdele ve putperestliği yok etme uğrunda geçmiş, ayrıca Nemrud’un ateşlerini gül bahçelerine çeviren Hakk’a teslîmiyet, tevekkül ve îtimâd husûsunda müstesnâ bir nümûne olmuştur.
Kısaca Hz. Musa (a.s.) Kıssası, Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm-’ın hayatı, zâlim Firavun ve avanesi ile mücâdele hâlinde geçmiş, daha sonra getirdiği hukuk ile mü’minler için ictimâî bir nizam tesis etmiştir.
Kısaca Hz. İsa (a.s.) Kıssası, Hazret-i Îsâ -aleyhisselâm-’ın tebliğâtının fârik vasfı, insanlara karşı şefkat ve merhametle dolu bir kalbî rikkattir. O’nun mümtaz vasıfları arasında insanlara af ile muâmele ve tevâzû gibi yüksek hâller dikkat çeker.
Kısaca Hz. Süleyman (a.s.) Kıssası, Hazret-i Süleyman -aleyhisselâm-’ın dillere destan olan o göz kamaştırıcı saltanatına rağmen, tevâzû ve şükür ile kalbî tavrını muhâfaza ederek Allâh’a kullukta yücelmesi hayranlık vericidir.
Kısaca Hz. Eyüp (a.s.) Kıssası, Hazret-i Eyyûb -aleyhisselâm-’ın hayatında belâlara sabrın ve her ahvâlde Allâh’a şükrün yüksek tezâhürleri mevcuttur.
Kısaca Hz. Yunus (a.s.) Kıssası, Hazret-i Yûnus -aleyhisselâm-’ın hayatı, Allâh’a yönelip bağlanmanın ve kusurundan dolayı nedâmet gösterip tevbeye sarılmanın kâmil bir misâlidir.
Kısaca Hz. Yusuf (a.s.) Kıssası, Hazret-i Yûsuf -aleyhisselâm-, esâret hâlindeyken dahî Hakk’a bağlılık ve dâvetin zirvesini yaşamıştır. O; servet, şöhret ve şehvet sâhibi güzel bir kadının “haydi gelsene bana” diyerek nefsi cezbedici bir teklifte bulunduğu zamanda bile büyük bir iffet sergilemiştir. Onun yüksek bir takvâ ile müzeyyen gönlü, davranış mükemmelliklerinin muhteşem menbaı hâlindedir.
Kısaca Hz. Davut (a.s.) Kıssası, Hazret-i Dâvud -aleyhisselâm-’ın hayatı, ilâhî azamet karşısındaki ibret sayfalarıyla doludur. O’nun da, haşyetullâh içinde, gözyaşı dökerek hamd ü senâ ve zikredişi, tazarrû ve niyâz hâlinde Allâh’a yönelişi pek ibretlidir.
Kısaca Hz. Yakup (a.s.) Kıssası, Hazret-i Yâkub’un sîreti ise, insanın gözünde dünya karardığı zaman bile ye’se düşmeyip, sabr-ı cemîl ile Allâh’a bağlanmak ve O’nun rahmetinden ümid kesmemek lâzım geldiğine dâir büyük bir örnektir.
Kısaca Peygamberimizin Kıssası, Hazret-i Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in hayâtı ise hepsini şâmil bir yücelik ve mükemmelliktedir ki, anlatmakla bitmez.