Külahları değiştirmek deyiminin anlamı:
Araları bozulmak, araları açılmak, aralarına kara kedi girmek.
Külahları değiştirmek deyiminin hikâyesi:
İnsanlar niçin birbiriyle kavga eder, onların araları açılır bilinmez? Paylaşamadıkları nedir? İki kişiden biri fedakârlık yapsa olmaz mı? Nedir bu sen ben çekişmesi? Bütün bu soruların cevabı bencillikten başka bir şey değildir. İnsanın kendisinden başka bir şey değildir. İnsanın kendisinden başka birini düşünmemesidir. “Hep ben, hep ben!” duygusudur insanı mahveden.
Mevsimlerden yaz, hava sıcak. Fakir adamın biri beş parasız kalmış. Açlıktan içi dışına çıkan adam, kendisini bir caminin avlusuna zor atmış. Şadırvanlardan su içerken, öğle ezanı okunuyormuş. Abdest almaya başlayan adam “Namazdan sonra bir iki kişi bana yardım eder.” diye düşünmüş. Abdest alırken de külahını başından çıkarıp yanına koymuş. Abdesti bitirdikten sonra yanlışlıkla yanındaki bakkal Bodos’un külahını alıp başına geçirmiş, camiye girmiş. Başındaki külahla adam gâvur zanneden cami cemaati, namaz boyunca yan gözle adamı takip etmiş.
Namaz ve duadan sonra caminin kapısının önünde oturup dinlenen adamı görenler “Vay, bir gâvur Müslüman olmuş, üstelik bizden de iyi namaz kıldı.” diye ceplerindeki bütün paraları adamın avucuna doldurmuşlar. Paraları koymak için külahını çıkaran adam bir dene görsün, külahı kendi külahı değil, bir gâvur külahı. O zaman, adam cemaatin ne kadar cömert davrandığını anlamış ve Allah’a şöyle seslenmiş:
“Allah’ım, bu fakir kulunu nimetlendirmek için ne fırsatlar yaratırsın. Külahları değiştirmeden bu parayı alamaz mıydım? Hikmetinden sual olunmaz.”