Allah (c.c) kullarına sayısızca bahşettiği nimetler gibi bazı haklar da tanımaktadır. Buradaki haklar da haksız yerine yapılan zulmün karşılıksız kalmayacağı er ya da geç cezaya icap ettirileceğidir. Binbir türlü zulümlerin işlendiği şu ahir zamanda insanların birbirlerine karşı yaptıkları haksızlıklar Allah katında toplu iğne kadar dahi olsa karşılığını bulacaktır.
Birisinin malına ya da canına zarar vermek, iftira atmak, şakasına bile olsa korkutmak ya da üzmek, aldatmak, rüşvet almak ya da vermek, borcu ödeme süresini uzatmak, lüzumsuzca vakit almak, bekletmek gibi ve benzeri davranışlar kul hakkına girmektedir.
Kul hakkına giren bir kimsenin durumu ile ilgili hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır: “Ben sadece bir beşerim. Sizler bana muhâkeme olmak üzere geliyorsunuz. Belki biriniz, delilini getirmekte diğerinden daha becerikli olabilir ve merâmını daha iyi anlatabilir. Ben de dinlediğime göre o kimsenin lehinde hüküm veririm. Kardeşinin hakkını alıp da birinin lehine hüküm verirsem, ona cehennemden bir pay ayırmış olurum.” (Buhârî, Şehâdât, 27; Müslim, Akdiye, 4)