Köprü nedir TDK anlamı
- [isim] Herhangi bir engelle ayrılmış iki yakayı birbirine bağlayan veya trafik akımının, başka bir trafik akımını kesmeden üstten geçmesini sağlayan ahşap, kâgir, beton veya demir yapı
- "Bu camiler, bu çeşmeler, bu köprüler rastgele yapılmadı." (Orhan Seyfi Orhon)
- "Ama siz öteki kıyıya köprü kurmadan geçtiniz." (Salâh Birsel)
- İki şey arasında bağ veya ilişkiyi sağlayan şey
- "Annesinin yalnız onunla değil, hiç kimseyle bir köprüsü yoktu." (Murathan Mungan)
- Geminin önünü iyice görecek bir yükseklikte, sancaktan iskeleye kadar kurulan kumanda yeri
- Güreşte omuzları yere değdirmemek için ayakları ve alnı yere dayayıp beli yukarı kaldırarak alınan durum
- Vücudun, sırt yere dönük olarak el, baş veya diz yere dayanarak yay biçimi aldığı durum
- Olmayan dişlerin yerini tutmak veya takma dişleri ağızdaki dişlere sağlam tutturmak amacıyla yapılan diş protezi
Köprü kelimesinin gerçek anlamı; herhangi iki yerde su, çukur alan, yol gibi çeşitli bir engel yer alan iki yakayı birbirine bağlayarak yolu bir taraftan diğer tarafa bağlamak için yapılan ahşap, kâgir, beton ya da demir yapıya denir.
Köprü kelimesinin mecazi anlamı; iki şey arasında ilişkiyi, bağlantıyı sağlayan şey.
Köprü kelimesinin mecaz ve gerçek anlamı ile ilgili cümle örnekleri aşağıdaki gibi olacaktır;
- Aramızdaki köprüleri atmaya ne gerek vardı? (mecaz anlam)
- Bu bayram gününde aralarındaki köprüleri yıktılar. (mecaz anlam)
- Bu çiftimiz aşkları için aralarında bulunan köprüleri yıktı. (mecaz anlam)
- Anne ve babasının iyiliği için arkadaşıyla aralarında bulunan köprüyü yıkma kararı aldı. (mecaz anlam)
- Köprünün üstünden geçmek çok zevkli. (gerçek anlam)
- Karşı tarafa geçmek için köprüyü kullanmak zorundayız. (gerçek anlam)
- Yeni bir köprü kurmak için çalışmalara başladık. (gerçek anlam)
- Aramızdaki köprüleri atmaya ne gerek vardı? (mecaz anlam)