KIZGIN BİR LİRA
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
• İyi bir insanın özellikleri neler olabilir? Anlatınız.
Cevap: Yardımsever, bağışlayıcı, sözün eri, çalışkan olmak iyi insanın özelliklerindendir.
• Dürüstlük sizin için ne anlama geliyor? Anlatınız.
Cevap: Dürüstlük benim için insanlara karşı yanlış yapmamak, yalan söylememek ve sözünün eri bir insan olmak anlamlarına geliyor.
1. ETKİNLİK
7. Sınıf Meb Türkçe Sayfa 121 Cevabı
Aşağıda, metinde geçen bazı cümleler verilmiştir. Bu cümlelerdeki renkli harflerle yazılmış kelimelerin anlamlarını tahmin ediniz. Tahminlerinizin doğruluğunu TDK Türkçe sözlükten kontrol ederek kelimeleri birer cümlede kullanınız.
Çam ağaçlarının ördüğü korular, üzüm bağları ve sebze bahçeleri İzmir’e doğru uzanır.
Sözlük Anlamı: Bakımlı küçük orman
Cümlem: Tepenin ardındaki koruda küçük bir kulübede yaşıyor.
İnce pardösümü almamıştım.
Sözlük Anlamı: Serin havalarda öbür giysilerin üzerine giyilen, paltodan ince üstlük
Cümlem: Hava nasıl olursa olsun kırmızı renkli pardösüsünü sırtından çıkarmaz.
Şeker ağdalarını tezgâhının üstünde uzatıyor, sonra makasla kesiyordu.
Sözlük Anlamı: Üzerinde genellikle el veya küçük makinelerle iş görülen yapım aracı
Cümlem: Gün boyu tezgahında küçük biblolar yapıp mağazalara satarak geçimini sağlıyor.
Bu anda, içimde korkuyla karışık bir üzünç beliriverdi.
Sözlük Anlamı: Üzüntü
Cümlem: Yüzündeki ifadeden ne kadar üzünç duyduğu belli oluyordu.
Babam, sedire atarken kendini.
Sözlük Anlamı: Arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen, oturmaya veya yatmaya yarayan ev eşyası, divan
Cümlem: Misafirler, eski sedirin üzerinde rahat edemeyince yere oturdular.
Evlerin saçaklarının altına gizlendim.
Sözlük Anlamı: Bir yapının herhangi bir bölümünü güneş ve yağmurdan korumak için, o bölümden dışarı taşan ve altı boşta olarak yapılan bölüm
Cümlem: Belediye gelip saçaklardan sarkan buzları kırdı.
Biraz daha yürümüştüm ki tümseğin ardından beş altı çocuk çıktı.
Sözlük Anlamı: Küçük tepe, tüm
Cümlem: Geniş alanda saklanacak yer bulamayınca bir tümsek bulup arkasına saklanmayı denedi.
2. ETKİNLİK
7. Sınıf Meb Türkçe Sayfa 122 Cevabı
Aşağıdaki soruları okuduğunuz metinden hareketle cevaplayınız.
1. Hikâyenin kahramanı kimdir? Nasıl bir yerde yaşamaktadır?
Cevap: Hikayenin kahramanı Hasan Güleryüz’dür. Serin, tatlı, yumuşak bir havası ve doğal güzellikleri olan bir yerde yaşamaktadır.
2. Hasan, hafta sonlarını nasıl değerlendiriyor? Anlatınız.
Cevap: Derslerini hazırlayarak, ödevlerini yaparak, okul bahçesinde top oynayarak, Buca’da arkadaşlarıyla gezerek değerlendiriyor.
3. Hasan, hangi olayla geçmişini hatırlamıştır?
Cevap: Tren rayında ısınmış parayı eline aldığında geçmişini hatırlamıştır.
4. Hasan’ın altı yaşındayken bir liraya ulaşma şeklini doğru bulup bulmadığınızı nedenleri ile anlatınız.
Cevap: Doğru değildir. Kim olursa olsun insanların mallarını, parasını izinsiz almak doğru bir davranış değildir.
5. Hasan’a geçmişini hatırlatan olaya benzer bir olayı yaşasaydınız nasıl davranırdınız?
Cevap: Bu soruyu siz cevaplayabilirsiniz.
6. Sizce Hasan, şekerci dükkanında farklı olarak ne/neler yaşayabilirdi?
Cevap: Şekerciden şeker alabilirdi. Eve geldiğinde babasının da şeker aldığını görünce yaptığından daha da utanabilirdi.
7. Hasan’ın geçmişte yaşadığı olaydan aldığı ders onun hayatını nasıl etkilemiş olabilir?
Cevap: Hasan hayatını dürüst ve güvenilir bir insan olarak geçirmiş olabilir.
3. ETKİNLİK
a) Okuduğunuz metinden alınan farklı yazı karakterleri ile yazılmış bölümleri okuyunuz.
b) Okuduğunuz bölümlerde önemli noktaların nasıl vurgulandığını, bunların metne katkılarının neler olduğunu yazınız.
Cevap: Metindeki önemli noktalar, renklendirilerek ve italik yazılarak vurgulanmıştır. Bunlar metinde anlatılanlara dikkat çekmiştir.
4. ETKİNLİK
7. Sınıf Meb Türkçe Sayfa 123 Cevabı
Kızgın Bir Lira” metnindeki sorunu, sorunun nedenlerini ve çözüm önerilerinizi belirleyerek yazınız.
Sorunun Nedenleri
Çocuğu şeker almak istemesi fakat parasının olmaması.
Çocuğun babası da olsa sahibinden izinsiz para alma durumunun kötü bir davranış olduğunu yeterince anlamaması.
Çözüm Önerilerim
Çocuğa, sahibinden izinsiz para almanın kötü sonuçlarını anlatmak.
5. ETKİNLİK
Kızgın Bir Lira” metnini kronolojik sıra ve mantık akışı içinde özetleyiniz.
Giriş: Hasan Güleryüz, Buca’da parasız yatılı okuyan bir gençtir. Bir hafta sonu gezinti için tren yoluna gitmiştir. Burada rayların üzerinde bir lira görür.
Gelişme: Gördüğü bir lira onu çocukluğunda yaşadığı bir olayı hatırlatmıştır. Hasan küçük bir çocukken babasından habersiz cebinden para alarak şeker almak için şekerci dükkanına gitmiştir. Şekercinin onunla ilgilenmesi beklerken elindeki para şeker tenceresine düşmüştür. Şekerci parayı çıkarıp tekrar Hasan’a vermiştir. Paranın sıcaklığıyla yanlış bir şey yaptığını düşünüp eve geri dönmüştür. Eve geldiğinde babasının ona şeker aldığını görmüştür. Babası elindeki parayı görünce annesi çocuğu suçlu duruma düşürmemek için bir bahane bulmuştur.
Sonuç:Hasan bu olaydan sonra haber vermeden kimseden para almamıştır. Tren rayında bulduğu parayı da oradaki çocuklara geri vermiştir.
6. ETKİNLİK
7. Sınıf Meb Türkçe Sayfa 124 Cevabı
Küçükken sizi etkileyen, davranışlarınıza yön veren, unutamadığınız güzel bir anınızı arkadaşlarınıza anlatınız.
Cevap: Yaşadığınız olaya göre bu etkinliği siz yapabilirsiniz.
7. ETKİNLİK
Okuduğunuz metinden basit ve türemiş fiillerin kullanıldığı cümleleri bularak örneklerdeki gibi aşağıya yazınız.
İnce pardösümü almamıştım. (basit)
Terlemiyordum. (türemiş)
Bir kez daha baktım liraya… (basit)
…sonra çevremi gözden geçirdim. (türemiş)
Tam karşısında durdum bir liranın. (basit)
Güneş, parayı kaynatmıştı sanki. (türemiş)
8. ETKİNLİK
a) Erdemlerle ilgili aşağıdaki kavram haritasını doldurunuz.
ERDEMLER
- Yardımseverlik
- Misafirperverlik
- Dürüstlük
- Güvenilirlik
- Alçak gönüllülük
- Merhamet
7. Sınıf Meb Türkçe Sayfa 125 Cevabı
b) Oluşturduğunuz kavram haritasından yararlanarak düşüncelerinizi anlatan bilgilendirici bir metin yazınız. Yazınızda anlatım biçimlerinden yararlanınız.
Cevap: Bu etkinliği siz yapabilirsiniz.
Gelecek Derse Hazırlık
Masallarda kullanılan tekerlemeleri araştırarak bulduğunuz örnekleri defterinize not alınız.
Evvel zaman iken, deve tellal iken, saksağan berber iken… Ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken. İp koptu, beşik devrildi. Anam kaptı maşayı, babam kaptı meşeyi, döndürdüler dört köşeyi. Dar attım kendimi dışarı… Kaç kaçmaz mısın… Vardım bir pazara. Bir at aldım dorudur diye. Bineyim dedim, at bir tekme salladı bana geri dur diye… Padişahın topları ateşe başladı. Topladım gülleleri cebime koydum darıdır diye. Tozu dumana kattım, Edirne’ye yettim. Selimiye minarelerini belime soktum borudur diye. Yakaladılar beni tımarhaneye attılar delidir diye. Babamdan haber geldi, onun eski huyudur diye. Bereket inandılar, tutup beni saldılar. Neyse uzatmayalım, masala başlayalım…
Bir varmış, bir yokmuş. Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde. Deve tellal iken, horoz imam iken, manda berber iken, annem kaşıkta, babam beşikte iken… Ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, babam düştü beşikten, alnını yardı eşikten… Annem kaptı maşayı, babam kaptı küreği, gösterdiler bana kapı arkasındaki köşeyi… O öfke ile Tophane minaresini cebime sokmayayım mı borudur diye… O öfke ile Tophane güllesini cebime doldurmayayım mı darıdır diye… Orada buldum iki çifte bir kayık. Çek kayıkçı Eyüb’e…
Eyüb’ün kızları haşarı… Bir tokat vurdular enseme, gözlerim fırladı dışarı… Orada gördüm bir kız… Adı Emine, gittim yanına… Bir tarafı tozluk dumanlık, bir tarafı çayırlık çimenlik, bir tarafı sazlık samanlık… Bir tarafta boyacılar boya boyuyor renk ile… Bir tarafta demirciler demir dövüyor denk ile… Bir tarafta Mehmet Ali Paşa cenk ediyor şevk ile… Anan yahşi, baban yahşi, kurtuldum ellerinden… vardım masal iline.(Naki TEZEL’den)
Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler top oynarken eski hamam içinde… Ben deyim şu ağaçtan, siz deyin şu yamaçtan, uçtu uçtu bir kuş uçtu; kuş uçmadı, Gümüş uçtu. Gümüş uçmadı, Memiş uçtu. Uçar mı, uçmaz mı demeye kalmadı; anam düştü eşikten, babam düştü beşikten… Biri kaptı maşayı, biri aldı meşeyi; dolandım durdum dört köşeyi…
Vay ne köşe bu köşe! Dil dolanmadan ağız varmaz bu işe; bu köşe yaz köşesi, şu köşe kış köşesi, şu köşe güz köşesi, diye iki tekerleyip üç yuvarlarken aşağıdan sökün etmez mi Maraş paşası!.. Hemen bir sarıya bir fare deliği bulup, attım kendimi dışarı; gelgelelim şu mahallenin yumurcakları haşarı mı haşarı; bir fiske vurdular enseme, gözlerim fırladı dışarı!..
Az gittim uz gittim… Dere tepe düz gittim. Çayır çimen geçerek, lale sümbül biçerek; soğuk sular içerek, altı ayla bir güz gittim. Bir de dönüp ardıma baktım ki, ne göreyim, gide gide bir arpa boyu yol gitmişim!..
Vay başıma, hay başıma; bu yol bitecek gibi tükenecek gibi değil, ya bir devlet kuşu konsa başıma, ya da alsa beni kanadına kaşına, demeye kalmadı bir de gördüm ki, ne göreyim? Adıyla sanıyla, yeşiliyle alıyla, Zümrüdüanka dedikleri değil mi? Kafdağı’nın üstünden süzüm süzüm süzülüp geliyor. Bakın hele! Yüzü insan, gözü ahu. Ne maval, ne martaval. İşitilmedik bir masal!..
Zaman zaman içinde, kalbur saman içinde… Bu sözün önü var, arkası yok; gömleğimin yeni var yakası yok… Sabır da bir huydur, suyu var tası yok. De gel sabreyle sabreyle… İyi ama susuzla sabırsız ne yapar? Ya bir kuyu kazar, ya dolaşır çarşı pazar; ben de aç karın, yüksek nalın çıktım pazara, Mevlam uğratmasın iftiraya nazara…
Bir kaz aldım karıdan, boynu uzun borudan! Kendisi akça pakça, eti kemiğinden pekçe, ne kazan kaldı ne kepçe! Kırk gündür kaynatırım kaynamaz.