Ödev cevabı kısaca,
Bu atasözü, bilginin ve deneyimlerin yazıya dökülmesinin önemini vurgulamaktadır. Sözlü iletişimin geçici olabileceği ve unutulabileceği düşünülerek, bilgi ve tecrübenin kalıcı hale getirilmesi için yazının kullanılması gerektiğini ifade eder. Kitap almak, bilgiyi derinleştirmek ve öğrenilenleri yazıya geçirmek olarak anlamlandırılabilir.
Okumadan Geçme...
Bu atasözü aynı zamanda insanların öğrendiklerini başkalarıyla paylaşmalarının, bilgiyi nesilden nesile aktarmanın ve toplumun genel bilgi seviyesini yükseltmenin önemini vurgular. Yazar, bu atasözünü kullanarak bilgi ve deneyimlerin yazılı bir formda kalıcı hale geldiğini ve bu sayede gelecek nesillere daha etkili bir şekilde aktarılabildiğini belirtmiş olabilir.
Bu atasözüyle, konuşma eylemi anlıktır. Konuşulan şeyler kalıcı değildir. İnsanın kendisi bile dün ne konuştuğunu unutur. Yazı ise yıllar sonrasında bile vardır. Bu yüzden insan bilgilerinin kalıcı olmasını istiyorsa yazmalıdır. Tarihte insanoğlu kalıcı olmasını istediği bilgileri taşlara, kağıtlara ve deri üzerine yazarak günümüze kadar ulaşmasını sağlamıştır.
Fakat geçmişteki insanların konuşmaları ve sözleri günümüze ulaşmaz. Bu yüzden bir bilgini kalıcı olmasını istiyorsak yazmalıyız.
Hayata hiçbir şey aynı kalmadığı için, insan ilişkileri de zamanla değişiklik gösterebilir. Çıkar çatışmaları yaşandığında dostlar düşman olabilir. Bu nedenle maddi kayıplar yaşamamak, sorumluluk altında kalmamak için mümkün olan her şeyi yazılı olarak belgelemek gerekir. Özellikle ticari konularda, para ve mal alışverişlerinde işlemlerin mutlaka yazılı olarak yapılması gerekir. Sonuçta söylenenler, zamanla unutulup inkâr edilebilir.