Son yıllarda kamu yönetiminin kanayan yarası kariyersiz, liyakatsiz atamalardır. Her defasında oluşturulan listelerin atamasının yapılması için yol yöntemler deneniyor, sözlü sınav, takdir puanı, 76.madde kapsamında atama... gibi onlarca yöntem denendi ve deneniyor.
Tüm bu yöntemlerde kazanan ne siyaset oluyor, ne kişiler, ne de ülke...
Atanan kişiler her ne kadar günü birlik mutluluklar yaşasalar da o anda saygın görünseler de dolmayan koltuklar kısa zamanda ortaya çıkar ve adeta madara olurlar o makamlarda...
Siyaset de hiçbir şey elde edemez bu atamalardan çünkü istedikleri kişileri atasalar bile aslında istediklerinin bu olmadığı ortaya çıkar. Ülke ise en büyük kaybeden olur bu süreçten.
Şimdiler de moda olan ise gizli kapaklı iş yapıp yangından mal kaçırırcasına süreç yönetmek olmuştur. Oysa ki her şey anında gün yüzüne çıkıyor. Örneğin okul müdürlerinin 4 yıl daha devam edip edememeleri için verilmesi gereken puanlar gizlendi. Aile birliği, öğrenci ve öğretmenlerin ne verdiğini az çok bilen müdürler ilçe milli eğitimden verilen puanları anında hesapladılar. Ya da yüksek puan alanlar ilçelerinden gelen puanı bildiklerinden okul paydaşlarını hesaplayabildiler. Birileri mutlaka paylaştı bu puanları ama MEB kanunları dahi hiçe sayarak vermedi bu puanları.
Bilgi edinme kanunu gereği kamu kurumunda bulunan bilgiyi ve belgeyi öğrenme hakkına sahip olan konunun muhatabı müdürlere bu puanlar verilmedi. Bu da yetmedi Başbakanlık Bilgi Edinme Değerlendirme Kurulu kararlarını bile hiçe saydılar.
Kararla başvuranlara; İlleri bakanlıkta dedi, bakanlık ise illerde... Pinpon topu misali kanun tanımazlık devam etti ve sonunda bakanlık pes ederek bu kez de tüm form değil okul paydaşları şu kadar verdi, ilçe paydaşları şu kadar verdi diye cevaplar yazdılar...
Ama hiçbir şeyin gizli kalmayacağını unuttular çünkü dava açanlar için puanların mahkemeye gönderilmesi gerekiyordu. Ve mahkemeden öğrendiler puanları...
Puanlar Değiştirildi mi?
Bu aşamada ilginç konuşmalar ortaya çıktı. Aile birliği ben tam puan verdim dediği halde (ki halen sözünün arkasında...) mahkemeye gelen puan çok farklı.
Aynı şekilde ilçe düşük verdiği halde onların ki yüksek çıkıyor.
Bu ilginç durum bir yaşansa yazmayacağız fakat İstanbul'da bile birkaç bilgi gelince acaba? Diye sorma gereği duyduk.
İşte gizli iş yürütmenin böyle sonuçları da var.
Şimdi de Müdürlük Sözlü Sınav Puanlarını Gizliyorlar...
Evet başta en çok atamanın olacağı İstanbul olmak üzere bir çok ilde puanlar kişisel bilgilerle öğrenilebiliyor. Liste yok yani. Bazı iller ise kim kaç puan almış açıklamışlar.
Yaptığınız işe güveniyorsanız gizliliğin anlamı yok. Bugüne kadar hiçbir sınavın sonucunu bu şekilde gizlemeyenler şimdi neden gizliyorlar anlam veremiyoruz diyeceğiz fakat bunu da söyleyemiyoruz.
Çünkü bizden olanın bizden olanları seçilmiş, belirlenmiş ve yüksek puanlar takdir edilmiş. Sözlü sınavdan çıktığında bana gelen sorular eğitimle ilgili bile değildi sürpriz bekliyorum diyenlerin bile 100 tam puan aldığını görünce gerçekler ortaya çıkıyor.
Bu listeleri gizlediler de ne oldu? Listeler bir şekilde ele geçti ve piyasaya sürüldü listeler...
İstanbul'da tam 82 mükemmel insan var ve 100 tam puan aldılar. Yüksek puan alanları tek tek taradığımızda hep bir sendika mensupları oldukları görülüyor. Sayın bakan diyor ki "onlar sayısal olarak çoklar, sınava hazırlamak için kitap bile basmışlar ondan başarılılar" bu yalana kendisi de inanmıyor ama siyasetin cilvesi sevimli, iletişimci, akademisyen siyasetçiyi bile madara edebiliyor...
Sayısal olarak çoğunluktalar anladık da bir de şunları incelemeye aldırır mı sayın bakan:
Sözlü sınava girenlerden;
- Son aylarda sendikasından istifa edip bir başka sendikaya geçenlerin kaç tanesi geçer puan aldı?
- Eski sendikalarından tek bir kişi bile başarılı olamazken bunları sözlü sınava bile sendika mı hazırladı?
- Sınava giren sayısını, sendikalara göre dağılımlarını ve başarılı olanların sendikalara göre dağılımını açıklayalım o zaman daha güzel ortaya çıkar her şey.
- Son olarak da atananların (pardon görevlendirilenlerin) sendikal dağılımını yapalım mı? Ne dersiniz?
Ha bu sendika mensuplarının tamamı mı başarılı oldu? Tabii ki hayır... Çünkü koltuk sayısı belli ve aday sayısı fazla olunca ister istemez tercih başlayacak.
MEB artık gizli işler yürütmeyi bırakmalıdır. Artık kariyere, liyakate dayalı atama yapmayanların yakasına yapışması gerekirken bu yolda uğraşanlara çanak tutmamalıdır...
Kul hakkını bırakın bir milletin hakkını yediğinizin bile farkına varamazsınız bu hırsta giderseniz ve ne mesleğin, ne mesleki itibar, ne dağıtılan koltukların ne de sizin öneminiz kalır...
Maksut BALMUK