Düşünce ve inançlar kelimelerle inşa edilir. Kelimeler insanların tecrübelerini hayata aktaran anlam taşıyıcılarıdır. Onlar anlamların bedenleridir. Kelimeler bir resim çizerek öncü olur. Zihin ve eylemler de bu resmi hayata geçirir. Günlük hayatta kullandığınız kelimeleri değiştirerek hayatınızı değiştirebileceğinize inanır mısınız ? Ama öyledir. Çünkü kelimeler sanıldığından çok güçlüdür. Kelimelerinizi değiştirdiğinizde dünyanızın da değiştiğini hissedersiniz. Joseph Conrad ‘ Bana yerinde ve doğru bir kelime ile hatasız vurguyu ver. Ben dünyayı yerinden oynatayım’’ der.
Kelimeler ağızdan çıktığı an da ışık hızıyla hareket eden varlıklardır. Öyle bir etkiye sahiptir ki , tek bir kelime alıp sizi başka diyarlara götürür. Kelimelerin gücünü öğrenmek isterseniz gidin cezaevlerindeki mahkumları bir dinleyin. Onların yıllarca oralarda kalmasına sebep olan , ağızlarından çıkan tek bir kelimedir. ! Bilinen odur ki en korkunç yalanlar ve en can alıcı gerçekler hep kelimelerle söylenir. Cesaret verip harekete de geçiren de, mıh gibi yerinize saplayanda kelimelerdir. Hem saklar sizi hem aşikarca ortaya koyar. Yüreğin en derin yerinde gizlenen kelimeler vardır .Yan yana geldiklerinde boyları sizi aşar. Bazı kelimeler en büyük krallığının sahibinin gücüne denktir. Savaşı da barışı da kelimler keser, zehri bal yapan yine kelimelerdir. Sözlerin efendisi ne güzel buyurur ‘’ Hiç şüphe yok ki, sözde sihirleyen müessir olan bir kuvvet vardır’’
Kelimelerin sözlükteki güçleri ile satırlarda ve dillerde var olan gücü farklıdır. Bu yüzden kelimeler dikkatlice kullanılmalıdır. Bir bıçak kasabın elinde farklı, katilin elinde farklı etkiye sahiptir. Kullandığınız kelimelerle ruhları okşayarak huzur verebileceğiniz gibi, ömür boyu sürecek derin yaralarda açabilirsiniz. Kelimeler hem iyileştirici hem de incitici olabilir. Bir dünyayı da kurtarabilen kelimeler bir anda dünyanızı da karartabilir. Bazen yaz yağmuru gibi gelir, bazen yaz sıcağı gibi kavurur gider. Düşünceleri değiştiren, sevdiren ve nefret ettiren kelimelerdir. Hıçkırıklarda ve kahkahalarda hep başroldedir. Arkadaştır, yoldaştır, sırdaştır onlar. Onlar olmadan nasıl anlatılır en derin acılar. Nasıl kurtulabilir insan yalnızlıktan. Cemil Meriç ne güzel söyler ‘’ Kuşlara benzer kelimeler, odana dolarlar bir akşam. Nereden gelirler bilinmez. Kâh çığlık çığlığadırlar, kâh sesleri duyulmaz. Çiçeğe benzer kelimeler, turuncu, erguvan, beyaz. Bir rüzgâr sürükler hepsini. Bulutlara güven olmaz .’’ Maksim Gorki, fırıncı çıraklığı yıllarında, Tolstoy’un bir hikayesini okurken öylesine kendinden geçer ki, acaba kağıdın içinde büyülü bir şey mi var diye havaya kaldırır bakar. Tabii beyaz sayfa üzerin siyah harflerden başka bir şey göremez. Evet, o saf fırıncı çırağını ve bütün okuyucuları büyüleyen şey, o kelimelerin sihirli tesiridir. Prof. Mehmet Kaplan, “Kültür ve Dil” adlı eserinde şöyle der ‘’ Dünyada büyü diye bir şey varsa kelimelerin de büyülü bir etkisi vardır’’
Kelimelerin gücünü bilmeden insanların gücünü anlayamazsınız. Çünkü kelimeler, zihinlerdeki sınırların belirleyicisidir. Ona sınırlar koyanda odur, özgürleştirip zirvelere taşıyanda ! Bir matematik dersinde, öğretmen anlattığı konuyla ilgili olarak tahtaya “çözümü imkânsız” dediği iki soru yazar ve ders biter. Arka sıralarda uyumuş olan bir öğrenci uyandığında, herkes sınıfı terk etmektedir. Tahtada gördüğü soruları ev ödevi zanneden öğrenci, soruları hemen defterine yazar. Ertesi gün öğretmenine: “Öğretmenim, verdiğiniz sorular çok zordu; uzun süre uğraştım, ancak birini çözebildim,” der. ‘’Öğretmen inanamaz, ama deftere baktığında görür ki çocuk soruyu gerçekten çözmüştür. Kelimelerin etkisiyle ilgili ilginç bir örnekte Gana’da yaşanmış: Gana’daki Ashanti kabilesinde çarşamba günü doğanlara “saldırgan ve adi” anlamına gelen “Kwaku” adını veriyorlar. Bu kabilede işlenen suçların % 50’den fazlası, çarşamba günü doğanlar tarafından işleniyormuş. Sosyologlar bu durumun doğal bir toplumsal beklenti ve kafalardaki soru işaretlerinin bir sonucu olduğunu söylüyorlar, ama kelimelerin etkisini kim inkâr edebilir ki ?’’(1)
Kelimelerinizi hayata katmadan önce durup düşünmeli, bir kuyumcu terazisi gibi hassas olmalı ve dikkatlice tartmalısınız. Çünkü kelimeler değerini bilenler için bir mücevher hükmündedir. Bu değeri işiten kendini bir anda bulutların üstünde de görebilir yerin dibin de. Savaşı da başlatabilir barışı da . Öyle ise haydi, seçim sizin ve güç sizde artık !
- WWW.İZGOREN.COM / Çağlayan BABACAN