Kelime-i tevhidle aynı niteliği taşıyan kelime-i şehadet, İslâmiyet’in Allah’ın birliği ve Hz. Muhammed’in nübüvvetinden ibaret bulunan iki temel ilkesini içerdiğinden bazı kaynaklarda “kelimeteyi’t-tevhîd” ve “kelimeteyi’ş-şehâde” biçiminde tesniye sıgasıyla anılmıştır. (meselâ bk. İhya, I, 117)
Bu iki ilke bir arada Kuran’da bulunmamakla birlikte birinci ilke otuz yedi ayette yer almaktadır. Bunların üçü “lâ ilâhe illallah”, otuzu “lâ ilâhe illâ hû”, üçü “lâ ilâhe illâ ene”, biri de “lâ ilâhe illâ ente” şeklindedir. (M. F. Abdülbâkī, el-Mucem, “İlâh” md.)
İkinci tabir olan Muhammedün resûlullah ise bir ayette kelime-i tevhiddeki biçimiyle (Feth 48/29), iki ayette de unsurlarını Muhammed ile resul kelimelerinin oluşturduğu farklı cümlelerle tekrarlanmıştır. (Âl-i İmrân 3/144; el-Ahzâb 33/40)
Bir ayette de kendisinden sonra bir peygamberin geleceğini müjdeleyen Hz. Îsâ’nın ifadesinde Resûl-i Ekrem’in Ahmed ismine resul vasfı nisbet edilmiştir. (Saf 61/6)
Kuran’da ilim sahiplerinin Allah’tan başka ilah olmadığına şahitlik yaptığı belirtilir. (Âl-i İmrân 3/18)
Hz. Peygamber bir hadisinde imanı, daha sonra “âmentü” şeklinde ifade edilen altı esas çerçevesinde tanımladıktan başka İslâm’ın ilk ilkesini de kelime-i şehadete esas teşkil edecek bir cümle ile anlatmıştır. (Müslim, Îmân”, 2; Ebû Dâvûd, Sünnet, 16)
Kelime-i Tevhid ve Kelime-i Şehadet:
- Allah’ı (c.c.) tek ve eşsiz olarak kabul etmektir.
- Allah’a (c.c.) teslim olmaktır.
- Allah’ın (c.c.) rızasına talip olmaktır.
- Allah’ın (c.c.) gücüne ve kudretine şahit olmaktır.
- Allah’tan (c.c.) başkasına kul olmayı reddetmektir.
- Allah’tan (c.c.) başkasına dua ve ibadet etmemektir.
- Hz. Muhammed’i (s.a.v.) peygamber bilmek ve onun sünnetine uymaktır.