Erkek çocukları kahraman olmak isterler. Daha küçücükken oynadıkları oyunlar kazanmaya dayalı oyunlardır. Kızlar evcilik oynarken onlar güçlerini gösterecekleri oyunları tercih ederler. Erkek çocukları küçük de olsa başarı ile gurur duyar ve kendilerini başardıkları kadar erkek hissederler. Marketten eve ağır bir poşeti taşımak bile onlar için gücünü gösterebildiği için gurur vesilesidir. Övünür ve takdir edilmek isterler.
Kızlar gelinlik giyme hayali kurarken erkek çocukları kahraman olma hayali kurarlar. Bu yüzden çizgi filmlerin çoğunda erkekler kahramandır. Temel Reis, Tarzan, Süpermen, Örümcek Adam.
Yetişkinler için olan filmler de öyledir. Kahramanlar çoğunlukla erkektir. Kahramanların erkek olduğu filmleri, dizileri kadınlar da erkekler de severek izleriz. Biliriz ki güç ve kahramanlık yakışır erkeklere. Erkeği zayıf, aciz ve mızmız görmek istemeyiz, hoşlanmayız bundan. Çünkü ailemizi ve vatanımızı koruyan onlardır. Onları güçlü görmek ve güvenmek isteriz. Zaten bu da onların yaratılışında vardır.
Erkek çocuğu nasıl kahraman olmak isterse her erkek de karısının çocuklarının kahramanı olmak ister.
Erkeklerin doğuştan getirdiği özellikler liderlik üzerinedir: Güç, başarı ve iddia. Erkeği erkek yapan testosteron hormonu iktidar hormonudur. Erkek hem cinselliği için ihtiyacı olan libidoyu hem de güç ve başarı için ihtiyacı olan cesareti testosteron hormonundan alır.
Erkek testosteronun etkisiyle hem yönetmeyi, kontrol etmeyi sever, hem de kontrol edebildiğini sever. Erkek evinde reis olduğunda karısını sever fakat karısı onun üzerinde hüküm kurduğunda ve onu kontrol etmeye çalıştığında erkek kendini yetersiz görmeye başlar ve kendini öyle hissettiren karısından içten içe nefret eder.
Zaten testosteron hem cinsellik hem cesaret hormonu olduğu için erkek cesaretli olduğunda hormonları normal seviyededir, korktuğunda ise testosteron hormonları düşer ve cinsel isteği de azalır.
Mesela erkek “anneme gidelim” diyecek, diyemiyor; korkuyor karısından. Kadın ya ağlayacak ya da bağırıp çağırıp söylenecek. Onunla uğraşacağıma en iyisi sesimi çıkarmayayım diyor. “Bunu böyle yapmayalım hanım” diyecek, diyemiyor. Öyle böyle derken erkek reislik görevini yapmayı bırakın, eşit söz hakkı bile bulamıyor evinde. Bu erkeğin testosteron hormonu düşer ve karısına karşı cinsel istek duymaz olur.
Günümüzün en büyük problemlerinden biri erkeklerin azalan istekleri. Pek çok hanım cinsel hayatlarının iyi olmadığından ve eşinin ona yaklaşmadığından şikayetçi. Tabii başka etkenler de olabilir, onlara da bakmak lazım; fakat kadın iktidarı cinsel hayatı olumsuz etkileyen en önemli faktördür.
Allah (c.c) “Erkekler kadınlar üzerinde kavvamdır” buyuruyor. (Nisâ suresi: 34.âyet-i kerîme)
“Kavvam” koruyan, kollayan, işleri idare eden ve yöneten anlamına geliyor.
Rabbimiz evin reisini erkek olarak tayin etmiş. Erkek bu görevini yapmadığında ya da kadın bu göreve talip olup reisliği ele geçirdiğinde ailede denge bozulur.
Bu yüzden kavvamlığın ilk şartı cesarettir. Erkek cesur olacak ki ailesini koruyacak, erkek cesur olacak ki ailesini idare edecek. Erkek cesur olacak ki Allah’ın ona layık gördüğü reislik makamının izzeti şerefini koruyacak. Erkek kahraman olacak ki ailesi için iyi şeyler yapma isteği duysun.
Fakat maalesef ki daha önce yazdığım sebeplerin de etkisi ile olacak erkekler kadınlardan fena halde korkuyorlar.
Bir alışverişe gidiyorum, etrafımda eşleri tarafından azarlanan, terslenen erkekler görüyorum. Bir toplantıya, yemeğe gidiyorsun yine aynı şamar oğlanı erkekler. Bu erkeklerin çoğu eşleri için değil fakat çocukları için tatsızlık olmasın, yuvamız yıkılmasın diye kadın iktidarına razı oluyorlar. Doğru mu yapıyorlar? Devam edecek…
http://www.gazetevahdet.com/kavvamligin-ilk-sarti-cesaret-878yy.htm