Anne babaların baş etmekte zorluk çektiği en belirgin sorun, kardeş çatışmalarıdır.
Büyük çocuk oyun oynarken küçüğün onun yanına gitmesi... Sanki evde başka oyuncak yokmuş gibi, aynı oyuncakla oynamak istemesi... Önce ‘o benim, bırak oyuncağımı’ sesleri, hafif hafif itiş kakış... Ardından ne olduğu belirsiz bir ağlama ve ‘anneeeee’ çığlığı...
Odaya hışımla giren anne, baba...
İtiş kakış içinde çocuklar...
Ve cinnet nöbetleri: ‘Ne oldu yine, ne yaptın bu çocuğa!’
‘Oyuncağımı aldı vermiyor...’
‘Sen ne biçim ablasın, versen ne olur elindekini kardeşine...’
‘Ama o benim, kendinin de var, onu alsın...’
Laflar... sözler... öfkeler...
Hemen her evde yaşanan kardeş çatışmalarında birçok anne baba çaresizdir. Çocuklar da çaresiz kalan anne babaların altında çaresiz kalır.
Pedagojik olarak bakıldığında, sorun, çatışmanın bizzat kendisi değil, bu çatışma sırasında ebeveynin öfkesini yönetememesidir.
Hâlbuki, kardeş olan evde çatışma olmamasını beklemek çocukluk gerçeğine aykırıdır. Kardeş çatışmaları gelişimin bir parçasıdır ve doğru yönetilirse her çatışma gelişime katkı sağlar.
Basit bir mantıkla bakıldığında; aslında kardeş çatışmalarının sebebi, çocukların o an yaşadıkları problemi çözememiş olmalarıdır ve o an ihtiyaçları olan şey, yeni bir bağırtı çağırtı değil, mevcut problemin nasıl çözülebileceğine dair bilgidir.
Bundandır ki anne babalar, duydukları gürültü patırtıdan hemen etkilenip kendilerini de problemin bir parçası hâline getirmemelidirler. Eğer böyle davranırlarsa, çocuklarına problem çözmede ‘şiddeti’ kullanmayı öğretmiş olurlar. Bundandır ki öfkesine hâkim olamayan anne babaların çocukları sokakta, okulda karşılaştıkları problemleri bağırtı-çağırtı, kavga-dövüşle çözmeye çalışırlar. Böylesi çocuklar büyüyüp kendileri de eş olduklarında, evliliklerinde karşılaştıkları sorunları kavga ederek çözecekleri yanılgısı içindedirler. Onlar, sükûnet ve sakinliğin problemleri nasıl çözdüğüne dair tecrübeleri edinmemişlerdir.
Bundandır ki çatışma sırasında bir ebeveynin en önemli tutumu, sükûnet ve sakinliğidir. Kavga ve gürültü ne kadar şiddetli olursa olsun, ebeveynler sükûnetini bozmadan ve çatışmanın bir eğitim fırsatı olduğu bilinci ile önemli olanın problemin kendisi değil, nasıl çözüleceği konusunda çocukların bilgilendirilmesi olduğunu fark ederek hareket etmelidir.
Böylesi durumlarda ebeveynler genellikle, kısa sürede pratik çözüme erişip yarım bıraktıkları işlerinin başına dönmek isterler. Bundan dolayı, adaletli bir çözüm fırsatını kaybederler.
Ve genellikle adaletsiz çözümlerdeki en büyük yanılgı fedakârlığın büyük çocuktan beklenmesidir. Hâlbuki, kardeş çatışmalarının birçoğunda mağdur, zaten büyük çocuğun bizzat kendisidir. Mağdurdan fedakârlık beklemek, mağdur edene mağduru ezdirmek demektir.
Kardeş çatışmalarının en güçlü çözüm yönetimi, çocuklara zaman planlamasını öğretmektir.
Bunun ne olduğuna ve pratikte nasıl uygulanacağına haftaya değinmeye çalışacağım...