Canlılar metabolik olaylar için gerekli enerjiyi öncelikli olarak karbonhidratları kullanarak sağlar.
Hayvan dokularında oluşturulan enerjinin belirli bir kısmı karbonhidratlardan sağlanır. Glikozun kandaki yoğunluğu en düşük düzeyde olsa bile kandaki glikozu öncelikle beyin hücreleri kullanır.
Karbonhidratlar, hayvan hücrelerinde sentezlenemediğinden dışarıdan besinlerle alınır.
Besinlerle alınan karbonhidratlardan büyük moleküllü olan disakkarit ve polisakkaritler, sindirilerek monosakkaritlere dönüştürülür.
Sindirim sonunda oluşan monosakkaritler, karaciğere geçer. Glikoz dışındaki monosokkaritler ise glikoz molekülüne çevrilir ve kan yoluyla tüm hücrelere taşınır. Bu nedenle kanda bulunan karbonhidrat, glikozdur.
Karbonhidratlar, kanda belirli düzeyde bulunması gereken organik moleküllerdir. İnsan kanında glikozun belirli ve sabit bir oranı vardır. Açlık durumunda 100 mL kanda 70-100 mg glikoz bulunur.
Bu oran, sınırın altına düşer ya da üstüne çıkarsa vücudun dengesi bozulur.
Kandaki glikozun fazlası karaciğer ve kaslarda glikojen olarak depolanır. Gerektiğinde tekrar glikoza dönüştürülüp kullanılır.
Kan şekeri düştüğünde, karaciğerdeki glikojen, pankreas tarafından salgılanan glukagon hormonunun etkisiyle glikoza dönüşerek kana geçer ve kan şekerini yükseltir.
Kan şekeri yükseldiğinde ise pankreas tarafından salgılanan insülin hormonunun etkisi ile kandaki glikoz hücrelere geçerek parçalanır.
Karaciğer ve kaslarda depolanmış yeterli glikojen olmadığında, kandaki amino asitler glikoza dönüştürülerek kan şekeri oranı ayarlanır.
Karbonhidratlar yiyeceklere lezzet verir. Gereğinden fazla karbonhidratlı yiyeceklerle beslenen insanlarda, karbonhidratların bir kısmı hemen kullanılır. Fazlası karaciğer ve kaslarda glikojen şeklinde depo edilir. Daha da fazlası yağlara dönüştürülerek vücutta depolanır. Yeterli miktarda karbonhidratlı besin alınmadığında, vücut karbonhidrattan sonra yağları, daha sonra da proteinleri kullanır.
Karbonhidratlar yağlar ve proteinlerle çeşitli bileşikler oluşturarak hücrelerin yapısına katılır:
Karbonhidrat + yağ → glikolipit Karbonhidrat + protein → glikoprotein
Karbonhidratlar nükleik asitlerin (DNA, RNA) ve ATP’nin yapısına da katılır.
Canlıların bir kısmı selülozdan doğrudan yararlanmasa bile selülozlu besinler, mide ve bağırsakların düzgün çalışmasına yardımcı olur.