Örneğin, küçücük bir elma çekirdeğinin toprakta nasıl filizlenip büyüdüğünü ve bizlere renk renk meyveler verdiğini aklımızla düşünür ve bu olayın tesadüfen olamayacağını kavrarız. Nasıl ki şu önümüzde duran masamız bir ağaç kütüğü iken kendi kendine bu hâle gelmemiş, onu bu şekle koyan bir sanatkâra muhtaçsa aynı şekilde içerisinde yaşadığımız evren ve içerisinde meydana gelen olaylar da kendiliğinden, tesadüfen değil onu yoktan var edene bu düzen ve intizamı yaratan birine muhtaçtır. Bu yaratıcı da bütün kainatı ve içindekileri yoktan yaratan ve bunlara hayat verip bir düzen ve intizam içerisinde devam ettiren Yüce Allah’tır (c.c.).
Evrendeki tüm canlılarda bir mükemmellik ve uyum vardır. Örneğin insan bedeni, bu mükemmelliğin en güzel örneğidir. Bu mükemmellik tesadüf değildir, bütün kâinatı yaratan Allah’ın (c.c.) kudreti iledir. Bütün varlıklar bir amaç için yaratılmıştır.
Örneğin hava, su ve yiyecekler insanoğlunun yaşamını devam ettirebilmesi için yaratılmıştır. Suyun olmadığı bir yerde yaşam olmaz. Yüce Allah’ın (c.c.) yarattığı her şey ve verdiği bütün nimetler bizim hayatımızı devam ettirebilmemiz için verilmiştir. Evrende hayatın devam edebilmesi Allah’ın (c.c.) yarattığı ve düzene koyduğu sistem sayesindedir. En ince ayrıntısına varıncaya kadar çok düzenli ve dengeli bir şekilde yaratılması ve bu sistemin hiç aksamadan devam etmesi Yüce Allah’ın yaratması ile gerçekleşmiştir