Kur’an-ı Kerim’in 109. suresi olan Kâfirûn suresi, 6 ayettir ve Mekke’de nazil olmuştur. Adını, ilk ayetindeki “Kâfirûn” ifadesinden almaktadır. Kâfirûn, “kâfirler” anlamına gelir. Bu surenin ilk ayetinde, Hz. Muhammed’e (s.a.v.) seslenilerek “De ki: Ey kâfirler!” buyrulmaktadır.
İslamiyetten önce insanlar putlara tanrı diye tapıyorlardı. Yani onların önünde saygıyla eğiliyor, dilek ve isteklerini putlara iletiyor, putlar için kurban kesiyorlardı. Hz. Muhammed (s.a.v.), peygamberliğinin ilk dönemlerinde Mekkelileri İslam’a davet etmiş, onları putlara tapmaktan vazgeçmeye çağırmıştı. Mekkeliler, Hz. Muhammed’e (s.a.v.) çeşitli tepkiler göstermişlerdir. Ona hakaret etmişler, baskı yapmışlardır. Bunlardan sonuç alamayınca da Hz. Peygamber’e (s.a.v.) birtakım teklifler yapıp onunla uzlaşmayı denemişlerdir. Örneğin bir gün Hz. Peygamber’e (s.a.v.) gelip şöyle bir teklifte bulunmuşlardır: “Ey Muhammed! Bir sene sen bizim ilahlarımıza tap, bir sene de biz senin ilahına tapalım.” Müşriklerin bu teklifi üzerine Kâfirûn suresi nazil olmuştur.(39) Bu surede, şirk ve küfür ile imanın asla bir araya gelemeyeceği belirtilir. Birbirine tamamen zıt olan bu iki inanç biçimi arasında asla uzlaşma olamayacağı açıkça ifade edilir. İnkârcıları memnun etmek için tevhit inancından asla taviz verilemeyeceği açıkça ortaya konulur. Müslüman’ın tevhit inancını benimserken inancında net, açık ve ihlaslı olması gerektiği açıklanır. Son ayette ise herkesin inancının sorumluluğunun kendisine ait olduğu belirtilir.
Kâfirun Suresi okunuşu
Kul yâ eyyühel kâfirûn. Lâ a’büdü mâ ta’büdûn. Velâ entüm âbidûne mâ a’büd. Velâ ene âbidün mâ abettüm. Velâ entüm âbidûne mâ a’büd. Leküm dînüküm veliye dîn.
Kâfirun Suresi anlamı
De ki: “Ey Kâfirler!” Ben sizin taptıklarınıza tapmam. Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz. Ben sizin taptıklarınıza tapacak değilim. Siz de benim kulluk ettiğime kulluk edecek değilsiniz. Sizin dininiz size, benim dinim de banadır.
Kâfirun Suresi Hakkında
Mekke döneminde inmiştir. 6 âyettir. “Kâfirûn”, inkârcılar demektir.
Kâfirun Suresi Nuzül
Mushaftaki sıralamada yüz dokuzuncu, iniş sırasına göre on sekizinci sûredir. Mâûn sûresinden sonra, Fîl sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır (bk. Şevkânî, V, 597). Tefsirlerde anlatıldığına göre Kureyşliler Hz. Peygamber’den bir sene kendi ilâhlarına tapmasını, bir sene de kendilerinin onun ilâhına tapmalarını istemişler. Hz. Peygamber de “Allah’a bir şeyi ortak koşmaktan yine O’na sığınırım!” demiş; bu defa Kureyşliler, “Bizim ilâhlarımızdan bazılarını istilâm et (öp, el sür), biz de seni tasdik edip ilâhına ibadet edelim” demişler. Bunun üzerine Kâfirûn sûresi inmiştir (Taberî, XXX, 213-214; Kurtubî, XX, 225).
Kâfirun Suresi Konusu
Sûrede Hz. Peygamber’in inkârcılarla şirk ve sapkınlıkta birleşemeyeceği kesin bir üslûpla ifade edilmekte ve inancın şirkten uzak tutulması hedeflenmektedir.
Kâfirun Suresi Fazileti
Müfessirler bu sûrenin faziletiyle ilgili olarak Hz. Peygamber’in, “Kul hüvellahu ehad Kur’an’ın üçte birine denktir, Kul yâ eyyühel-kâfirûn ise dörtte birine denktir” buyurduğunu; Sahâbe’den birine, “Uyumak üzere yatağına yattığında Kul yâ eyyuhel-kâfirûn sûresini oku; bunu okursan şirk inancına sapmaktan korunursun” dediğini naklederler (İbn Kesîr, VIII, 526; Şevkânî, V, 597-598).