Kader ve kaza inancını temellendirebileceğimiz yüzlerce ayet vardır. Bu ayetlerden bazılarında kâinatta var olan bütün varlıkların Allah’ın (c.c) dilemesi, iradesi, kudreti ve yaratması ile varlık sahasına çıktıkları belirtilmektedir. Bunlardan bazılarında doğrudan bütün varlıkların bir kadere göre yaratıldığı vurgulanmaktadır.
“Biz her şeyi (belirlenmiş) bir kadere göre yarattık.” (Kamer suresi, 49. ayet)
“Aranızda ölümü biz takdir ettik ve takdirinin önüne geçileceklerden değiliz.” (Vâkıa suresi, 60. ayet.)
“Takdirde bulunan ve hidayete sevk eden Allah’ın adını tesbih et.” (A’la suresi, 3. ayet.)
“Allah her şeyi yarattı ve mukadderatını belirledi.” (Furkan suresi, 2. ayet.)
Bazı ayetlerde de başta Güneş ve Ay olmak üzere kâinattaki varlıkların kendileri için belirlenen yörüngelerde akıp gitmesi, her şeyin bir ölçüye göre hareket etmesi dile getirilmektedir. Yaratmada olduğu gibi yaşatmada ve varlıklarını devam ettirmede de tüm varlıklar, ilahi takdir açısından değerlendirilmekte ve tüm bunların Allah’ın (c.c) ilmi dahilinde gerçekleştiği dikkatlere sunulmaktadır.
“Güneş; karar kılacağı yere doğru akmaktadır, bu aziz ve âlim olan Allah’ın takdiridir.” (Yâsîn suresi, 38. ayet)
“Allah’ın kendisine helal kıldığı şeyde, Peygambere herhangi bir vebal yoktur. Önce gelip geçenler arasında da Allah’ın adeti böyle idi. Allah’ın emri mutlaka yerine gelecek, yazılmış bir kaderdir.” (Ahzab suresi, 38. ayet.)
“O, sabahı aydınlatandır. O, geceyi dinlenme zamanı, güneş ve ayı (vakitlerin tayini için) birer hesap ölçüsü kılmıştır. İşte bu, aziz olan (ve her şeyi) pek iyi bilen Allah’ın takdiridir.” (En’am suresi, 96. ayet.)
“Ne güneş aya yetişebilir ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzerler.” (Yâsîn suresi, 40. ayet.)
“Kafirler diyorlar ki: Ona Rabb’inden bir mucize indirilseydi ya! (Halbuki) sen ancak bir uyarıcısın ve her toplumun bir rehberi vardır. Her dişinin neye gebe kalacağını, rahimlerin neyi eksik, neyi ziyade edeceğini Allah bilir. O’nun katında her şey ölçü iledir.” (Ra’d suresi, 7-8. ayetler)
“Yeri uzatıp yaydık, orada sabit dağlar yerleştirdik, yine orada miktarı ve ölçüsü belirli olan şeyler bitirdik. Orada hem sizin için hem de rızıkları size ait olmayanlar için (gerekli) geçim vasıtaları yarattık. Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Biz onu ancak belli bir ölçüyle indiririz.” (Hicr suresi, 19-21. ayetler)
“Çünkü onlar yeryüzünde büyüklük taslıyor ve kötü tuzaklar kuruyorlardı. Halbuki kişi kazdığı kuyuya kendi düşer. Onlar öncekilerin kanunundan (onlara uygulanandan) başkasını mı bekliyorlar? Allah’ın kanununda asla bir değişme bulamazsın, Allah’ın kanununda kesinlikle bir sapma da bulamazsın.” (. Fâtır suresi, 43. ayet.)
Kur’an’da kader inancını temellendiren rükünlerden ikincisi Allah’ın (c.c) irade sıfatıdır. İrade; Allah’ın (c.c) emirleri, hükümleri ve fiillerinde hür olduğunu ve her şeyi dileyebileceğini öngören bir sıfattır. Bu nitelik hem irade hem de meşiet kavramıyla ifade edilir. Konuyla ilgili ayetlerde belirtildiğine göre Allah (c.c) kullarından dilediklerini hidayete erdirir, dilediklerini saptırır. Allah (c.c) isteseydi insanların hepsini hidayete erdirirdi29 ve herkes iman ederdi. Ancak O iman ve inkar konusunda kullarını serbest bırakmış, iman edenleri hidayete erdirmeyi dilemiştir.