İyilik yapmak, hiçbir karşılık beklemeden yardıma ihtiyaç duyan birine, bir canlıya yardım etmektir. İyilik yapmak insanın vicdanını rahatlatır. Mutlu hissettirir. İyilik yapılan kişi de mutlu olur; iyilik yapan kişiye minnet duyar. İyilik yapan insanlar çevrelerindeki insanlar tarafından sevilir, sayılır. İleride iyilik yapan kişi ihtiyaç duyduğunda, iyilik yaptığı kişiler tarafından daha kolay karşılık bulur.
Bu şekilde iyilik yapmak, toplum hayatını da düzenler. İnsanlar birbirlerine yardım eder. Birbirlerinin sıkıntılarını giderir. Böylece bireyler mutlu olur. Mutlu bireylere sahip toplumlarda da mutluluk ve huzur hakim olur.
İyilik karşılık beklenmeden yapılan bir davranış olmalıdır. İyiliğe karşı iyilik beklemek, iyilik yapmanın amacına zarar verir. Herkes beklenti içinde olduğu zaman insanlar arasındaki ilişkiler çıkar ilişkisine dönüşür. Bu da toplum düzenine zarar verir. Bu nedenle yaptığımız iyilikleri hiç kimsenin başına kakmamalı, her yerde anlatmamalı, yapılan iyiliği bir koz olarak kullanmamalıyız.
İyilik yapmak aynı zamanda sağlığımız açısından da önemlidir. Yakın zamanda Health Psychology dergisinde yayınlanan bir makaleye göre başkaları için para harcamak sağlığımıza iyi geliyor. Araştırmacılar, iyilik için başkalarına para vermek (ya da “prososyal harcama”) ile kardiyovasküler sağlığın basit bir ölçüsü olan tansiyon arasındaki ilişkiyi incelediler. Yüksek tansiyon teşhisi konulmuş 186 yetişkinden, hayır işleri ve benzeri sebeplere ne kadar para harcadıklarını belirlemeleri istendi ve bu kişiler sonraki iki yıl boyunca takip edildiler. Sürenin sonunda, başlangıçta bu tür nedenlerle daha çok para harcayan katılımcıların, daha az harcayan katılımcılardan daha düşük tansiyona sahip oldukları görüldü.