Osmanlı Devleti fethettiği bölgedeki halkın geleneklerine, inançlarına, yaşayış tarzına müdahale etmemiştir. Hatta halkın can ve mal güvenliklerinden, hayatlarını normal akışında sürdürmelerinden kendisini sorumlu tutmuş ve onları koruma altına almıştır.
- Bölge halkının sevgisini kazanmıştır
- Osmanlı Devleti fetih ettikleri yerlerde kalıcı olmuşlardır
- Asayiş ve düzen kolaylıkla sağlanmıştır.
Osmanlı Devleti hakimiyeti altındaki milletlerin milli kimliklerine dokunmamış, asimilasyon ve soykırım uygulamamıştır. Osmanlı hakimiyetinde yaşamış olan Bulgar, Sırp, Boşnak, Romen milletleri, tüm milli unsurlarıyla bugün yaşıyorsa, bunda Osmanlı Devleti’nin farklı kültürlere saygısının payı büyüktür. Osmanlı Devleti’nin farklı din ve milletten olan toplulukları büyük bir hoşgörü ile yönetmeye başladığı 14. yüzyıldan neredeyse iki asır geçmesine rağmen Avrupa’da hala böyle bir hoşgörü ortamı yoktu. 15. Yüzyılın sonlarında siyasi birliğini kuran Katolik İspanya, halkından Yahudi ve Müslüman olanların ya zorla din değiştirmesini, ya göç etmesini istemiştir. Buna uymayanlar öldürülmüştür. Bu Müslüman ve Yahudi’ler nereye sığınmış olabilir acaba? Elbette devrin en hoşgörülü devletine. Yani Osmanlı Devleti’ne.