Size defalarca üniversiteler hakkında yazılar yazdım. Ama her seferinde beklentilerimi ve olması gerekenleri ifade ettim. Bugün size üniversitelerimizin en önemli ürününden patent sayılarından bahsedeceğim. Öyle ya üniversiteler bilgi üreten ve bu bilgiyi topluma sunan hayatı kolaylaştırmak için çalışan kurumlardır. Bu durumda üniversitelerin asli görevi yeni bilgiler ve ürünler ortaya çıkarmak ve bu ürünleri insanların kullanımına sunmak biz buna "patent" adını veriyoruz.
Dünyada üniversitelerin sıralamasında en önemli kriterlerin başında ürettiği patent sayıları geliyor. Üniversitelere göre patent sayılarını aşağıda verdim. Bu bilgilere dikkatle bakmanızı rica ederim. Bu üniversiteler Türkiye'nin en zeki çocuklarını ve en iyi bilim insanlarını barındıran üniversiteler.
ÜNİVERSİTE BAŞINA SADECE 2
Türkiye'nin en iyi üniversiteleri yılda ortalama 2 patent başvurusu yapıyorlar. Sadece "2" yazıyla "iki". İşte bu tablo bizim beyin gücümüzü ve gelişimimizi çok iyi özetliyor. 10 yılda ODTÜ'nün sadece 20 başvurusu var. Boğaziçi Üniversitesi'nin sadece 19. Hele hele ileri teknoloji enstitülerine bakınca vay halimize... Gebze'nin sadece "1" başvurusu var 10 yılda. Bu felaket tabloya kim ne der bilmiyorum ama Türkiye'nin bu tabloya neşter vurma zamanı çoktan gelmiş de geçiyor.
İşte Türkiye Patent Enstitüsü'nden aldığım
2004 - 2013 yılları arasına ait patent başvuru sayıları:
- Yıldız Teknik 65 n Ege 57
- Hacettepe 42
- İstanbul Teknik 32
- Dokuz Eylül 26
- Akdeniz 23
- Ankara 20
- Orta Doğu Teknik 20
- Boğaziçi 19
- Marmara 13
- İstanbul 11
- Karadeniz Teknik 4
- Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü 1
STANFORD'DA TOPLAMIMIZDAN FAZLA
Peki, dünyada durum nasıl diyeceksiniz. California Üniversitesi bir yılda "277" patent almış, bakın almış diyorum başvuru sayısı bundan fazladır. MIT sadece bir yılda 179 patent. Zaten Stanford'un sahip olduğu patent sayısı bizdeki tüm üniversitelerin toplamından fazla. Ha yeri gelmişken şunu da söyleyeyim. Türkiye'nin tek fen ve teknoloji lisesi olan Bahçeşehir fen ve teknoloji lisesinin 3 yılda ürettiği patent sayısı 18'e ulaştı. Yani yukarıdakilerin 10 yılda ulaşamadığı sayıya 3 yılda ulaştı. Demek ki çalışınca oluyormuş. Demek ki bu ülkenin yönetsel değil üniversitelerin yönetsel sorunudur.
Eğitim diyoruz, üniversite diyoruz. Boşuna demeyin bu kadar emeğin sonunda bütün üniversitelerimizin toplamı California veya MIT kadar etmiyor. Bu tablonun birçok nedeni var. Sadece üniversitelerimiz bunun sorumlusu olamaz ama yukarıdaki üniversiteler bu ülkenin en iyi beyinlerini almıyor mu? Peki sonuç nerede?
Bu üniversiteler devlete memur mu yetiştiriyor yoksa bu ülkenin geleceğine yön verecek beyinleri mi?
İyisi mi biz anlı şanlı üniversitelerimize bir daha soralım. Ne zaman üniversite olacaksınız? Halen sabah 9'da açılıp akşam 5'te kapanmaya devam mı? Kendimizi avutacakmıyız yoksa bilim ve üretim üssü olma yoluna mı gireceğiz?
Kararımızı verelim.