İstanbul, pek çok medeniyete başkentlik yapmış tarihsel bir çok süreçte devletlerin en gözde şehri olmuştur. Yüzyıllar boyu farklı medeniyetlerin hakimiyetinde kalan İstanbul bu medeniyetlerden derin izler taşımaktadır. Bütün bu tarihsel özelliklerin yanında coğrafi olarak da mükemmel diyebileceğimiz özelliklere sahiptir. Etrafında denizlerin olduğu iki yarımadadan oluşur. Avrupa ve Asya’nın sınır noktalarını barındırır. Bu iki farklı coğrafyanın da özelliklerini içinde barındırır. Kısaca tarihsel-kültürel-coğrafi ve beşeri özellikler açısından eşsiz bir geçmişe sahip olan İstanbul elbette tüm edebi türlerin gözdesi olacaktır.
İki yakayı bir araya getiren İstanbul edebiyatında iki yakasını bir araya getirip onu nizama dizer. Bir ucunda sefalet gecekondu hayatı yoksulluk var iken diğer ucunda akla hayale sığmayacak zenginliklerin bulunduğu İstanbul’un mekân olarak tercih edilmesi eserin zenginleştirilmesi hayalle rüya arasında bir gerçeklik kazanmasını sağlar.