Sadece alışveriş yapmak için değil; sosyalleşmek, zaman geçirmek için de kullanılan alışveriş merkezlerinin tarihi tabii ki çok eskilere dayanıyor. İstanbul da bu alışveriş tarihi içinde olağanüstü önemli bir yere sahip. Tarih boyunca ticaretin en önemli duraklarından biri olmuş İstanbul’un göbeğinde yer alan Kapalıçarşı da dünyanın en eski alışveriş merkezi olma özelliğini taşıyor.
Modern ile gelenekseli buluşturan, alışverişten öte büyük bir deneyimi müjdeleyen İstanbul ShoppingFest süresince, İstanbul’un çarşılarında da farklı bir rüzgar esecek. Şimdi gelin, İstanbul’un kendine özgü çarşılarına bir göz atalım. Bakın neler bekliyor sizleri…
Arasta Çarşısı
Ayasofya ve Sultanahmet’e yürüyüş mesafesindesiniz… Hemen önünüzde İznik çinileri, elde dokuma halılar ve yanı başınızda Bizans Sarayı’ndan kalma mozaikler… Bir de üzerine gözlerinizi kapatıp, bu çarşıda zamanında Osmanlı’nın süvari sınıfı askerleri ile sipahilerin alışveriş yaptığını düşleyin… İşte Arasta Çarşısı, böylesi bir dünya sunuyor ziyaretçilerine.
Osmanlı İmparatorluğu zamanında sipahilere hizmet etmesi nedeniyle Sipahi Çarşı adıyla da bilinen Arasta Çarşısı, Sultanahmet Külliyesi’ne gelir sağlamak için yapıldı. 1912 yılında çıkan büyük yangın sonrasında, 1980 yılındaki restorasyona kadar uzun yıllar boyunca kullanılmadı. Günümüzde, elde dokuma halılar ve antika eşyaların satıldığı çarşı, İstanbul’u ziyaret eden yerli yabancı turistlerin uğrak mekanlarından. 1930’lu yıllarda yapılan kazılarda, çarşı sınırları içinde Bizans Sarayı’na ait mozaikler bulunmuş olması, değerini bir kat daha artırmıştır.
Bakırcılar Çarşısı
Beyazıt’ta bulunan Bakırcılar Çarşısı, el yapımı bakır ürünlerin satıldığı otantik bir pazar. Sadece pazarda satılan ürünler değil, çevresindeki tarihi doku da yerli yabancı turistler için benzersiz bir atmosfer sunar. İstanbul’un büyüsünde, farklı kültürleri iç içe barındırmasının etkisi büyüktür. Bakırcılar Çarşısı da otantik yapısıyla bambaşka bir kültüre kapı aralıyor…
Feriköy Organik Pazarı
İstanbul’dasınız… Her gününüz dopdolu… Bir yanda asırlar öncesinden akıp gelen bir tarih, diğer yanda modern alışveriş merkezleri, rengarenk caddeler… Peki bu yoğun gezi programınız arasında tamamen organik ürünlerin satıldığı Feriköy Organik Pazarı’na uğrayıp, dalından kopartıldığı gibi tezgaha getirilmiş meyveler yemeyi ya da birbirinden farklı koku ve görüntüleriyle çeşitli otlar tatmayı düşünür müsünüz? Her hafta cumartesi günleri kurulan Feriköy Organik Pazarı, normal şartlar altında bir turist rehberine girmeyebilir; ancak size önerimiz bu yerel pazarı es geçmemeniz… Mevsim meyve ve sebzeleri, kuru gıdalar, organik kozmetik ürünler, ballar, reçeller… Pazarı gezip, hemen orada taze sıkılmış meyve suyunuzu içebilir, gözlemelerinizi yiyebilirsiniz.
Kastamonu Pazarı
Pazar gününe farklı bir yerel pazarda başlamaya ne dersiniz? Belki İstanbul ziyaretiniz sırasında küçük yerleşim yerlerine, köylere gitme fırsatı bulamayabilirsiniz; ancak pazar sabahları Kasımpaşa’da kurulan Kastamonu Pazarı’na uğrarsanız, o köylerin ayağınıza geldiğini göreceksiniz… Tarihi İnebolu Pazarı olarak da anılmasının nedeni, tüm ürünlerin her pazar İnebolu’dan getiriliyor olması. Kastamonu’ya özgü her tür ot, sebze, meyve, turşu, bal, salçalar, yağlar, bizzat ürünlerin sahipleri tarafından satılıyor.
Dediğimiz gibi, siz bir İstanbul köyüne gidememiş olabilirsiniz ama pazar sabahları İstanbul’un ortasında küçük bir köy pazarı kuruluyor. Bu deneyimi kaçırmayın deriz.
Mimar Sinan Çarşısı
1574-1583 yılları arasında III . Murat’ın annesi Nurbanu Sultan adına, Türk mimarisinin en önemli ismi Mimar Sinan’a “hamam” olarak yaptırılmıştır. 1966 yılında yapılan restorasyon sonrasında Mimar Sinan Çarşısı adını almıştır. Yüz yıllar boyunca Üsküdar’ın en büyük çarşı hamamı olarak hizmet veren yapı, 1917’de kapatılmış ve ne yazık ki içindeki mermerler bu tarihten sonra zarar görmüştür. Binanın son sahibi, Gümülcineli Mehmet Bozkurt, zaman içinde dokusu bozulan bölümleri tekrar restore ettirerek çarşının bugünkü haline kavuşmasını sağlamıştır. Dünyaca ünlü Mimar Sinan’ın yaptığı son hamam olma özelliğini taşıyan Mimar Sinan Çarşısı, Üsküdar’ın mutlaka ziyaret edilmesi gereken tarihi yerler arasındadır.
Sahaflar Çarşısı
Geçmişi 15 yüzyıla kadar uzanan Sahaflar Çarşısı, yolu Beyazıt’a düşenlerin mutlaka görmesi gereken özel çarşılardan biri. Beyazıt Cami’nin sol tarafındaki taşlık araziyle Kapalıçarşı’ya açılan Sedefçiler Kapısı arasındaki bölgededir. Geçmişte medrese öğrencilerine hizmet vermek amacıyla kurulmuş çarşı 1460 yılında Kapalıçarşı içinde konumlanmış, 1894’te yaşanan büyük İstanbul depreminin ardından şu anki yerine taşınmıştır. Geçmişi 1460 yılına uzanan Sahaflar Çarşısı’nda kitap kokuları arasında tarihte etkileyici bir gezintiye çıkacaksınız. Çarşının ortasında ilk Türk matbaacısı İbrahim Müteferrika’nın büstünü görebilirsiniz.
Siirt (Kadınlar) Pazarı
İstanbul’un tarihi çarşıları kadar, yeni dönem pazarları da gezilmesi gereken yerler arasında. “Kadınlar Pazarı” olarak da bilinen Siirt Pazarı, Unkapanı’nda bulunan İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’nın karşsında bulunuyor. Kadınlar Pazarı’nı bilmeyen biri için, şehrin ortasındaki bu özel çarşı beklenmedik bir sürpriz gibi çıkıyor karşısına. Siirt, Adıyaman, Mardin, Diyarbakır, Bitlis, Muş gibi şehirlerden gelmiş yerel yiyecekler, birer sergiyi andırırcasına uzanıyor önünüzde. Bir yanda belki de adını ilk kez duyacağınız otlar, hemen yanında bu otlardan yapılmış börekler bekliyor sizi. Balcılara doğru gittiğinizde dünyanın en çeşitli ve lezzetli balları arasında seçim yapmakta zorlanacaksınız. Kadınlar Pazarı’na mutlaka uğramalısınız… İstanbul’un ortasında, Türkiye’nin bambaşka tadlarını deneyimleme fırsatını kaçırmamalısınız.