İslamiyet öncesi Arap Yarımadası, diğer kıtalarda olduğu gibi karışıklık içerisindeydi. Bu bölgenin en önemli bölgeleri Hicaz, Yemen ve Necid idi. Özellikle Yemende halk için tarıma elverişli topraklar bulunuyordu. Necid bölgesinde ise hayvancılıkla uğraşılıyordu. Hicaz bölgesinde ise Mekke, Medine ve Taif şehirleri bulunuyordu, bu bölgelerden önemli ticaret yolları geçmesi onları ekonomik olarak diğer yerlerden üstün kılıyordu.
Arabistan’da İslamiyet öncesinde yıldızlara güneşlere tapma, putpereslik, Hristiyanlık, Musevilik ve Hz. İbrahimin dini olan Haniflik dinine inanan insanlar bulunuyordu.
İslamiyet’ten önce Arapların büyük çoğunluğu putlara tapardı. Her Arap kabilesinin kendine ait putları bulunmaktaydı. İslamiyet öncesi dönemde Arap Yarımadası’nda siyasi birlik yoktu. Araplar kabileler hâlinde yaşarlardı. Kabilelerin başında şeyh adı verilen yöneticiler bulunurdu. Arap Yarımadası’nda insanlar genelde yerleşik bir hayat sürerdi. Şehirlerde yaşayan insanlar tarım ve ticaretle uğraşırdı. Göçebe hayat süren insanlara ise bedevi adı verilirdi. Bedeviler hayvancılıkla uğraşırdı. Bu dönemde Arap Yarımadası’nda ailelerde erkekler söz sahibiydi. Kadınların hakları yoktu. İslamiyet öncesi dönemde Arap Yarımadası’nda edebiyat, şiir ve hitabet gelişmişti.
Bu özelliklerin çoğu İslamiyet’e uymuyor. İslam’da tek ilah vardır ki o da Allah’tır. Kimsenin başkasına üstünlüğü yoktur. Kadınların da pek çok hakkı vardır.