O halde, öncelikle, dinimizi herkesten önce biz bileceğiz. Bütün insanların artık bıktığı kavgalardan uzak bir stratejiyi takip edebilmek için, şiddetten uzak, adaletli, merhametli, şefkatli, toleranslı, hoş görülü yüzüne hasret kaldığımız “doğru İslam’ı görmeye ve İslam’ı doğru anlamaya” çalışmalıdır.
- “Unutmayalım ki, “Din hayatın hayatı, hem nuru, hem esası. İhya-yı din ile olur şu milletin ihyası. İslâm (âlemi) bunu anladı… Başka dinin aksine, dinimize temessük derecesi nisbeten milletin terakkisi; İhmali nisbetinde idi Milletin tedennisi.. (Bu) Tarihî bir hakikat, ondan olmuş tenâsi…”
- İslam, silm kökünden gelen, huzur ve güveni esas alan bir barış dinidir. Önce kendimizle barışacağız. İmanlı kalbimizle arsız nefsimizi hakta buluşturacağız. Sonra yakın çevremizle ilgileneceğiz. Güzel bir söz var: Herkes kendi evinin önünü süpürürse belediyeye ihtiyaç kalmaz. Kendi iç donanımlarıyla ittihat kuramayanın ittihad-ı İslama ne hizmeti olabilir ki?
İslam dini bütün hakikatlerini akla kabul ettiren bir ilim dinidir.